Terör kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, her türlüsüne lanet olsun.

Terörist hangi etnik kimlik, dini, mezhebi, düşünce ya da eğilim içerisinde olursa olsun, hepsinin canı cehenneme.

Masumların canına kıymaktan çekinmeyen, bir toplumda huzur ve birlikteliğe kast etmiş, kaostan, kandan ve çatışmadan beslenen terör gruplarına samimi bir şekilde, topyekûn karşı durulmadığı müddetçe bugün bir terör grubu Türkiye’yi tehdit eder, yarın başka bir terör grubu başka ülkeleri tehdit ve tedirgin eder, toplumsal huzuru yok etmeye teşebbüs eder.

Samimiyet tüm terör gruplarına karşı bir duruş sergilemeyi gerektirir.

Ama durum öyle mi? Maalesef.

Kendi çıkarları için Türkiye’nin bütünlüğüne kast etmiş terör gruplarını destekleyen, onlara arka çıkan, onlara yardım eden küresel güçlerin samimiyetten uzak olduğu ortadadır.

PKK/PYD/YPG’ye tırlar dolusu silah yardımı yapanlar, PKK’nın eline silah verenler, kendi ülkelerinde rahatça faaliyet yapmasına müsaade eden ülkeler bugün Türkiye’nin sınırında oluşan tehdide karşı meşru müdahalesini kınıyor, yanlış buluyor ve yaptırım uygulanmasından dem vurabiliyorlar.

İstiyorlar ki, Türkiye sınırına kadar sokulmuş tehdide karşı sessiz kalsın.

İstiyorlar ki, Türkiye terör grupları tarafından kuşatılsın, başını kaldıramasın.

İstiyorlar ki, Türkiye bölünsün, parçalansın ve dağılsın.

Dışardan işgal edemedikleri bir ülkeyi içerden çökertmeye çalışmanın adıdır bu.

Bu tehditleri, bu ihanetleri ve bu samimiyetsizleri gören Türkiye’nin ekonomik alan başta olmak üzere tehdit edildiği tüm alanlarda daha güçlü olmak zorundadır.

İçerde güçlü olan bir Türkiye’ye dışardan hiçbir müdahale diz çöktüremeyecektir.

Güçlü bir Türkiye’yi öyle kolay kolay tehdit edemeyeceklerdir.

Türkiye PKK terör olayları sebebiyle çok büyük kayıplar verdi, çok acılar yaşadı, çok bedeller ödedi.

Analar evlatlarını, henüz doğmamış çocuklar babalarını, daha yeni evlenmiş kadınlar kocalarını kaybetti.

Dışardan işgal edemedikleri bir ülkeyi içerden yıkmanın planlarını yaptılar/yapıyorlar geçmişten günümüze değin.

Yapmaya da devam edecekler.

Diz çöktüremedikleri bir ülkenin iç dinamiklerini, iç enerjisini tüketecek oyunlar ortaya koydular.

PKK/YPG/PYD’ye yapılan her müdahaleyi Kürt kökenli vatandaşlara yapılıyormuş gibi yansıtmak, bu oyunun bir parçasıdır.

Türkiye’nin asli unsurlarından Kürt kökenli vatandaşları ağızlarına çaldıkları devlet balı ile Türkiye’den koparmaya çalışmak bu oyunun bir parçasıdır.

Uluslararası güçlerin Türkiye’de etnik farklılıkları çatışma unsuru haline getirme ve onun üzerinden planlar kurgulama hadisesi yeni bir hadise değil.

Bugün Türkiye’yi tehdit eden terör gruplarına karşı sessiz kalanlar ve daha ötesi onları destekleyenler, yarın Türkiye’nin başına gelenler kendi başlarına geldiğinde ağlamasın, sızlamasın, yakınmasın.

Ne de olsa, etme bulma dünyası.