Âlimin atının ayağından kaftanına sıçrayan çamuru bile şeref payesi sayan mesud bir asırdan sonra bu zaman gelmek ve bu anı yaşamak insana ızıdırap veriyor. Milli ve manevi karakterlerimizin zedelenmesiyle ciddi fay kırıklıkları yaşıyoruz.

Tarlaya ektiğiniz bir tohumun boy boy uzaması, yeşermesi, başaklara durması ve olgunlaşması, umut verir, geleceğe daha güvenle bakarsınız. Bu manzara tohumu eken için tarifi imkânsız hisler uyandırır.

Eğer ektiğiniz tohumlar cılız cılız olmuşsa, başak olgunlaşmadan kurumuş kalmış ve sapsarı olmuşsa, işte o zaman eken için dizlerine vurma vakti gelmiştir. İnsanı tarifsiz bir hüzün kaplar. Umutları tükenir, oturduğu yerden kalkamaz hale gelir.

Bir tohumun çimlenmesi belirli şartlara bağlıdır. Bir kere tohumunuzun kalitesi çok iyi olacak. Bu yeterli mi? Hayır. Tohumun çimlenmesi için zamanında tarlanızı süreceksiniz, zamanında tohumu toprakla buluşturacaksınız. İlkim şartları onun yeşermesine uygun bir ortamı da hazırlaması gerekir. Bu şartlar altında ısı ve nem çok önemli. Toprağınızda, filize zarar verecek, tüm zararlı otların bitmesine imkan vermeyecek ki tohumunuz bir filiz olarak başını topraktan çıkarsın.

Her çekirdek meyve olmanın hayalini kurar. Ağaç olmadan, köklerini derine salmadan, bedenini kuvvetlendirmeden, olumsuz hava şartlarına dayanamayacağını bilir. İlk önce bu donanımlarını sağlar. Köklerden dallara bir sıvı akışı başlar. İhtiyaca göre. Sonra daların uçundan çıkan sıvılar sizi çiçek ve ardından tomurcuk olarak karşılar. Tomurcuklanmaya başlayınca içinizde tarifsiz bir huzur vardır artık. Dallar meyve durmuştur. Her meyvenin derdi de hayalide çekirdek olmaktır artık.

Genç nesilde geleceğe ekilmiş tohumlardır. Bu tohumlar eğer özünü kendi öz değerlerinden alıp, bu toprağın boyası ile boyandığınız zaman bu toprakların topraklarında büyüyüp serpildiğinde, köklerinden almış olduğu hayat enerjisi ile ilmen ve fikren olgunlaşıp, irfan ve hikmetle ufuklarımıza yeni bir bakış açısı ve vizyon vereceklerdir.

Bize ait bir sistem kurarak; hikmet ve hakikatin izini süren, bir eğitim felsefesini oluşturmak, bundan bir eğitim sistemi, bu sisteme uygun bir müfredat, bu müfredata uygun yöntem ve teknikler ile bir ölçme değerlendirme sistemi kurmak zorundayız.

Kuvvet ve dinamizmini kendi öz değerlerinden alan bir irfan ordusunun ekeceği tohumların filizlenip boy boy meyveye durması sonucunda toplum içinde oluşturacağı akis etkisi ile nelere ulaşabileceğimizi hayal etmek bile güzel.

İlim ve fen verilirken ahlak boyutunu unutmadan: “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.” diyen bir önderimizin ahlak pınarlarından kana kana içerek beslenen genç neslin, kültür çınarımızı tekrar asrın merkezine ekip yeşertmesi tüm mazlum ulusların kölelik zincirlerini kırmasına neden olan bir kelebek etkisi yaratacaktır.

Bu evrensel ahlak ve edeple yoğrulan gençlerimiz elbette çağa damgasını vuracak güç ve kuvveti kendisinde bulacaktır.

Umutların tükendiği bir zaman diliminde bu gençlik çağımıza tekrar insan olma hazzını verecek. İnsanlığa hayır ve hizmet yarışında, umut aşılayan rüzgarlar gibi dalga dalga bir sinerji yayacaklardır. Asrımıza ahlak, adalet, iffet ve faziletin irfan ve hikmetin aşısını yapmaya muktedir olacaktır.

İşte o zaman yeni Yavuzlar, Hattab oğlu Ömerler, Fatihler dört bir yanımızı saracaklar. Gençliğin gurunu bize yeniden yaşatacak, gençliğin maya tuttuğunu göreceğiz… İnşallah