Türkiye bir aktör olarak yeniden tarih yapıyor.

Oyun kuruyor.

Türkiye, uzun zamandır “oyunbozan” rolüyle büyük güçlerin bölgedeki emellerine takoz oldu.

Nasıl mı?

ABD’nin terör koridorunu engelledi.

İsrail’in “Büyük İsrail” hedefine çıbanbaşı oldu.

İsrail’in planı, orta ve uzun vadeli olarak hesaplanmıştı. Önce bölgedeki ülkeler istikrarsızlaştırılacak, sonra ülkeler bölünecek, küçük yapma-suni devletçikler kurulacak, ardından da bu devletler sınırı belirlenmemiş İsrail’e katılacaktı.

Suriye üzerinden planlanan oyun, bu yönde işledi.

İsrail’in planına göre PKK-YPG’ye görev verildi. PKK, tıpkı İsrail’in yaptığı gibi yerli halkı sürdü, evlerinden kovdu. Ardından da o topraklara kondu. Sonrasındaki aşama, PKK’ya anayasa yapmak ve devletini kurmak olacaktı. En son hamle de bu bölgelerin İsrail’e ilhakı şeklinde planlanıyordu. Her şey saat gibi işlerken, Türkiye tehdidi algıladı ve kendi planını işletti.

Türkiye akıllıca davrandı.

Önce diplomasi dedi.

Sabırlı davrandı.

Diğer taraftan da yerli savunma sanayiine ciddi yatırımlar yaptı.

Dünya kamuoyuna haklılığını anlattı.

Zamanı geldiğinde de hamlesini yaptı.

İşte bu “tarih yapmak”tır.

Türkiye tarihteki misyonuna yeniden döndü.

Barış Pınarı Harekâtı sıradan bir operasyon değildir.

Çok ciddi bir atılımın içindeyiz.

Çok büyük bir oyunu bozma arifesindeyiz.

O nedenle hepimiz çok çalışkan ve üretken olmak durumundayız!

Ortaya konan siyasi irade ve Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsı, bu milletin ve ümmetin bir şansıdır.

Bu tarihi fırsatı ganimet bilip, çok iyi değerlendirmeliyiz.

PEKİ NE YAPMALI?

*Öncelikle sosyal medyada ortaya konan dezenformasyona karşı tepkimizi belirtmeliyiz. Seviyeyi düşürmeden argümanlarla, belgelerle, doğru ve resmi haberleri alıntılayarak saldırılara cevap vermeliyiz. Meydan, maskeli ülke düşmanlarına bırakılmamalı!

*Toplumda birlik ruhunu oluşturmak bakımından evlerimize bayrağımızı asabiliriz.

*Günlük hayatın içinde, dost meclislerinde bu operasyonun anlamını ve hedeflerini iyi anlatmalıyız.

*Ve dua… Mü’minin kalkanı, füzesi, her şeyi olan dua. Mehmetçiğimizin üzerinden eksik etmeyelim.

SESSİZ KALMAK DA TAVIR ALMAKTIR!

Bu önemli süreçte bir de sessiz kalanlar var.

Tepki vermek bir tavırdır ve fakat tepkisizlik de bir mesaj içerir. Bu anlamda tepkisizlik durağan bir tavırdır.

Zannetmesinler ki; sessiz kaldıklarında farkedilmeyecekler.

Her şeyin farkındayız.

“Savaşa hayır” diyenlerin nasıl PKK’ya göz kırptıklarını biliyoruz.

Bu kılığa girerek, FETÖ’cü kimliğiyle algı çarpıtması yapanları görüyoruz.

Herkes not ediliyor.

Dün de böyleydi, bugün de öyle.

BİZ Kurtuluş Savaşı verirken de içerde hainler vardı.

Onlara rağmen kazandık.

Yine kazanacağız inşallah.