YouTube video portalında eski şarkıların altında yazılan yorumlar, o yıllara duyulan özlemin büyük kanıtı. Acaba bu özlem sadece şarkılara duyulan özlem mi?

"Emmoğlu" şarkısındaki Ferdi Tayfur, "Bir Teselli Ver" diyen Orhan Gencebay, "Ayağında Kundura"yla ortalığı kasıp kavuran İbrahim Tatlıses… Pop müzikçilerin sonraki yıllardaki ilk şarkıları. Bendeniz, rahmetli Harun Kolçak ve İlhan İrem. "Arnavut Kaldırımı"yla Demet Sağıroğlu.

40 yaş üzeri ve 50’li yaşları devirmiş kuşaklar bu şarkıları duyduklarında o yıllara dair anıları gözlerinin önünden film şeridi gibi geçer gider. Coşkun Sabah’ın "Anılar"ı, Bülent Ersoy’un "Biz Ayrılamayız" şarkısındaki duygu geçişi herkesi mest eder. Aynı durum Türk sanat müziği ve Türk halk müziğinde de geçerli. Her solistin kendisine ait bir çıkış eseri ve ardından ezgileri hafızalara kazınırdı. Günümüzde ise ileri yaş grubu diyebileceğimiz insanlar hep o şarkılar çıktığında o yıllara gider ve mutlaka anlatacak bir şey şeyler bulurlar.

Şimdi sormak lazım, acaba bizler sadece 80’lerdeki müziğe mi özlem duyuyoruz? Bu sorunun cevabı kocaman bir hayır. O müzikle beraber o yıllarda yaşanan ilişkiler... Büyükşehirler dahil Anadolu’daki her yörenin ayrı kültürü vardı. O kültür içinde insanların birbirleriyle olan ilişkileri yalın ve dürüstlük üzerineydi. Arkadaşlıklar, komşuluklar o kadar güzeldi ki insanların birbirlerine olan saygı ve güvenleri gelecek nesillere de aşılanır, çocuklar büyüklerine öyle saygı duyarlardı.

Komşu komşunun ne yaptığını bilir, komşu komşusuna çocuğunu emanet edebilirdi. Aile ilişkileri şimdikilerdeki gibi kopuk değildi. Sadece bayram seyran değil, gelip gitmeler her zaman olurdu. Yemekler yer sofralarında çok kalabalık bir şekilde yenilirdi. Mal mülk çok konuşulmazdı. Herkes birbirinin gözlerinin içine bakarak konuşurdu. Şimdilerde sosyal medyanın ittiği yalnızlık, o günlerde yoktu. Ebeveynler çocuklarını ayırmazdı.

Peki ne oldu?

Ne oldu biliyor musunuz? Büyükşehirlere işsizlik nedeniyle olan göç sonrasında herkes bir yaprak gibi savruldu. Teknolojinin gelişmesiyle de insanlar birbirlerine daha az gider oldu. Bir bayramda bile tatile giden aileler, önceliği ailesine vermez oldu. Çocuklar anne baba haricinde akraba büyüklerini tanımadan büyür oldu. "Maşallah, ne kadar büyümüşsün! Sokakta görsem tanımazdım." sözleri çok tekrarlanır oldu.

Şimdi anlıyor musunuz 80’lerin şarkılarını niye bu kadar özlediğimizi. Daha doğrusu 80’lerin tamamını özlediğimizi... Daha doğrusu o dönem yaşanan ilişkileri özlediğimizi...

Bu devran böyle gittikçe biz milenyum başlarını ve hatta 2010’lu yılları da özleyeceğiz. Çünkü gitgide birbirimizden uzaklaşıyoruz. Birbirimizden uzaklaştıkça da aile sıcaklığı ortamlarını her zaman arayacağız.

Her şeyin başı sağlık.

Sağlıcakla kalın, huzurla kalın…