Üsküdar’da onurla yükselen kadın hikâyeleri...

11 Mayıs pazar sabahı, İstanbul’un kalbinde, tarih kokan Üsküdar’da bambaşka bir heyecan vardı. Beyaz Salon’un zarif duvarları arasında yankılanan ilk ses, saygı duruşuna davet eden bir anonsla yükseldi. Ardından İstiklal Marşı tüm salonu sarmaladı. Bu coşkunun, bu heyecanın, bu birlikteliğin merkezinde ise bir kelime vardı: Anne. Ama bu doğurmanın yanında emekle, sabırla, mücadeleyle, sevgiyle ve fedakârlıkla anlam bulan bir annelikti. Ve o gün, işte bu emeğe bir saygı duruşuydu.

11 Mayıs 2025 tarihinde, Anneler Günü’ne özel düzenlenen “Yılın Girişimci Anneleri Onur Ödül Töreni”, Üsküdar Belediyesi’nin katkılarıyla, Üsküdar Bolulular Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Münevver Ateşoğlu ile Marmara Profesyonel Aşçılar Derneği Başkan Yardımcısı Şef Kerem Çolban’ın ortak organizasyonuyla gerçekleştirildi. Etkinliğin sunuculuğunu başarıyla üstlenen Özlem Acar, salona zarafet ve samimiyet kattı.

Şefler yılın annesini seçti

Bu tören, bir ödül seremonisinden çok daha fazlasıydı; toplumsal hafızamızda anneliğin ve kadın emeğinin ne kadar derin bir yeri olduğunu bir kez daha hatırlatan, içten ve ilham verici bir yolculuktu. Kadınların yalnızca evde değil; üretimde, dayanışmada, girişimde ve toplumsal faydada da başrol oynayabileceğini gösteren güçlü bir haykırıştı bu.

 

Sponsor firmalar

Özellikle Keyifs Frozen Food (Kayahan Tarhan), Mavi Sandal Gurme (Özer Bingöl), Bahçeşehir Şelale Park (Murat Hansu ve şefi Zeynep Çelik), Bafra Pidecisi (Tolga Kuru), Dr. Aronia (Kadın Girişimci - Aylin Kalafatoğlu), Araz Et (Abdülkerim Durmaz) ve Seyri Yemek (Toplu Yemek Etkinlikleri ve Catering Hizmetleri) gibi sponsorların destekleriyle damak tadına hitap eden ikramlar, günün lezzetini taçlandırdı.

 

Ödül verilen isimler

Başta Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş olmak üzere törende 100’e yakın ödül dağıtıldı. 75 anneye, tüm sponsor firmalara ve ADAFED Başkanı Ahmet Karaman, Marmara Profesyonel Aşçılar Derneği Başkanı Durmuş Yılmaz, İstanbul Bingöllüler Eğitim Kültür Sanat ve Yardımlaşma Derneği (BİNYAD) Başkanı Erdal Çurgatay ve Sinop Gastronomi Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Halime Şahin gibi birçok STK temsilcisine de ödüller verildi. Ayrıca Gazeteci-Yazar İsmet Taş, kadın kooperatiflerinin hamisi Leyla Mumcu, Gülçin Polat, Alper Kılıçlar, Aydın Salman, Halis Aydın, Sadık Aybaş, Zeliha Amaç, Şükran Çiftçi, Musakka Restoran’dan Ayşe Safkurşu, Arzu ve Mehmet Bakıcı, Yeter Yitik, Şükriye Nizamoğlu, Berivan Uğurlu gibi onlarca önemli kişiye de ödülleri takdim edildi.

Etkinlik yalnızca bu ödül takdimleriyle sınırlı kalmadı. Halk oyunları gösterileri, ardından gelen müzik dinletisi, annelere armağan edilen nağmelerle âdeta ruhları dinlendirdi.

 

 

 

Emekle yoğrulmuş hayatlar

Törenin açılış konuşmaları, samimiyeti ve içtenliğiyle dinleyenleri derinden etkiledi. Kurucu Başkan Münevver Ateşoğlu, Üsküdar Bolulular Derneği'nin yalnızca bir hemşehri derneği olmadığını, aynı zamanda üreten, yardımlaşan ve birlikte büyüyen kadınların oluşturduğu bir platform olduğunu vurguladı. Derneğin kısa sürede gösterdiği başarı ve enerjisi, İstanbul’un kalabalığı içinde bir umut durağı olmuştu adeta.

Ardından söz alan Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, kadınların sosyal hayattaki varlığını desteklemek adına atılan her adımın ne kadar değerli olduğunu ifade etti. Dedetaş, toplumun geleceği için kadınların, özellikle de annelerin güçlenmesinin hayati önem taşıdığını dile getirdi.

Mahalle mahalle gezen bir kalp ‘Nur Annesi’

O günün en dokunaklı anlarından biri, İç Anadolu Birliği Kadın Kolları Genel Başkanı Nur Delice'ye “Yılın Annesi” ödülünün takdim edilmesiydi. Profesyonel Aşçılar Derneği Başkanı Kerem Çolban’ın yaptığı konuşma, salondaki herkesi duygulandırdı. Çocukların saçını okşayan, onların yalnızlığına yoldaş, kadınların yüküne omuzdaş olan bir annenin hikâyesi anlatıldı orada. “Nur Annesi” lakabıyla bilinen Delice, konuşmasında şu sözlerle salonu mest etti: “Bu ödülü, çocuklarımız ve kadınlarımız adına alıyorum. Eğer onlara bir nebze olsun annelik yapabildiysem ne mutlu bana. Ben hayatımı çocuklara ve kadınlara adadım. Bugünden sonra da onların yanında olmaya devam edeceğim.”

Söylemleri yalnızca sözde kalmayan, bir hayat felsefesine dönüşmüş bu annelik tanımı herkesin gözlerini doldurdu. Gerçek bir “yürek ödülü” verildi o gün.

Minik şeflerden büyük ilhamlara

Törenin sürprizlerinden biri de Minik Şef Derin Mislina Çolban’dı. Küçük yaşına rağmen elinde kepçesiyle, sofrasında sevgisiyle büyükleri aratmayan Derin, “mutfakta yetişen kalplerin” geleceğe nasıl umutla bakabileceğini hepimize gösterdi. Girişimci annelerin yanında, yetişen yeni nesil kız çocuklarının da sahnede yer alması anneliğin sadece doğurmak değil; yetiştirmek, yol göstermek ve cesaret vermek olduğunu bir kez daha gösterdi.

Kültür, sanat, lezzet ve annelere yakışan bir gün

Bu özel günün sonunda hepimizin aklında ve kalbinde tek bir şey kaldı; anneler sadece bir gün değil, yılın 365 günü hatırlanmalı. Çünkü her sofrada onların emeği, her başarıda onların duası, her adımda onların cesareti var. Üsküdar’ın tarihî dokusu içerisinde yükselen bu anlamlı tören, sıradan bir anneler günü etkinliği değil, âdeta bir kadın manifestosuydu. Üreten, destekleyen, büyüten kadınların ve annelerin kıymetini bilmek, onları yalnızca alkışlamakla kalmayıp yanlarında durmak gerektiğini bir kez daha hatırlattı bize.

Üsküdar Bolulular Derneği

Bu anlamlı günün organizatörlerinden olan Üsküdar Bolulular Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, kadın dayanışmasının ete kemiğe bürünmüş hâliydi. Kurucu Başkan Münevver Ateşoğlu’nun sözleri, derneğin vizyonunu en güzel hâliyle özetliyordu: “Kadın her şeyi yapabilir. Biz burada hem yöresel ürünlerimizi yaşatıyor hem de kadınlarımızın emeğini değerlendiriyoruz. Tarhanadan yoğurda, peynirden kıyafete kadar Bolu’ya ait her değeri İstanbul’un kalbine taşıyoruz.” Ateşoğlu’nun liderliğinde kurulan dernek; kadın şeflerden bankacılara, ev hanımlarından sanatçılara kadar geniş bir yelpazede üyeleriyle, yalnızca bir hemşehri topluluğu değil, bir üretim ve dayanışma ekosistemi hâline gelmişti.

Şef Kerem Çolban’ın yolculuğu

Bir aşçının ömrü sabırla, özenle ve zamanla lezzet bulur. Kerem Çolban’ın hikâyesi de böyle; kıtalar arası yolculuk, umut ve hasretin yoğrulduğu bir hamurla yoğruldu.

1989 yılında, henüz delikanlı bir yaşta yolu Almanya’ya uzandı. Dokuz yıl sonra birçok şeyi öğrenmiş olarak Türkiye’ye geri döndü. Bir yıl sonra Fransa’ya, mutfağın sanata dönüştüğü ülkenin başkenti Paris’e gitti. Ardından ülkeye dönerek Uludağ Restoran’ında çalışmaya başladı. Fakat tekrar 2005’te Paris’te Opera Otel’in mutfağında şef önlüğünü sırtına geçirdi ve 2009’da ise kendi adını taşıyan restoranını açtı. Yılların birikimini Paris sokaklarında servis etmeye başladı.

2012 yılında yeniden Türkiye’ye döndüğünde, Novi Pazar Üniversitesi Gastronomi Bölümü’nden aldığı akademik donanımını, pratiğin keskin bıçağıyla ustaca birleştirdi. 10 yıl boyunca Paktat Catering’in yönetici şefliğini yaptı. Ardından Oliver Yemek’in mutfağında iki yıl boyunca kollarını sıvayıp sofralara yeni tatlar sundu.

Şimdilerde Alarko Holding’in başında, kurumsal bir mutfağı ve büyük bir vizyonu yönetiyor. Bir yandan da Marmara Profesyonel Aşçılar Derneği’nin başkan yardımcılığını yürüten Çolban, kendi hikâyesini, mesleğin onurunu ve geleceğini de pişirmeye devam ediyor.

Çünkü bazı insanlar hayata lezzet katar. Ve o lezzet, Kerem Çolban gibi ustaların ellerinde, yıllar geçse de damağımızda kalır.