Güzel ülkemizin güzel insanları arı gibi çalışıyor ve çok güzel başarı hikâyeleri yazıyor. Çalışmak için şevk gerekir. Kendisini harekete geçiremeyen kişi başkasına faydalı olamaz. Peki, bu insanlar çalışma enerjisini nereden alıyor?
Bir arkadaşım var, Dr. Mehmet Ali. Öyle gayretli çalışıyor ki, yaptığı yardım çalışmalarıyla adeta destan yazdı. Hatay’a gönderilen binlerce yardım tırını organize etti ve sınır boylarındaki muhtaç olan Suriyeli kardeşlerimize teslim etti. Hatay’da okul ve hastaneler kurulmasına öncülük etti.
Dr. Hidayet adında fedakâr bir arkadaş tanıyorum. Bu kahraman Dr. Afrika ülkelerini adeta yol yaptı. Binlerce fakir ve göremeyen insana umut oldu. Işığa muhtaç olan insanların gözlerindeki kataraktları temizleyerek görmelerine vesile oldu. Yaşadığı heyecanlı ve duygusal anlar çalışma azmini artırdı. Yerinde duranlara, bahane üretenlere, ahkâm kesenlere güzel bir örnek oldu. Onun yaptıklarını izlerken hayran oluyorum. Fakat o, yaptıklarını asla anlatmıyor.
Ülkemde fedakâr binlerce öğretmen tanıyorum. Bunlardan yalnızca birisi 25 yıl önce küçük bir özel okul açtı. Yılmadı çalıştı ve bugün onlarca okul kurdu. Bir diğer öğretmen arkadaşım, 30 yıldan beri binlerce öğretmene yardım etmek için koşuyor. Öğrencileri onu o kadar seviyor ki onların hayatında izler bırakan bir öğretmen oldu. Bugün de aynı aşk ve şevkle çalışmaya devam ediyor.
Bir hırdavatçı tanıyorum. Müthiş bir fedakârlık hikâyesi yazıyor. Bu kahraman ve nezaketli insan babasından devraldığı bayrağı taşımaya devam ediyor. Büyük bir fabrika kurmuş ve sıra dışı bir mekân haline getirip bir katını su müzesi yapmış. Güzel ülkemize faydalı olmaya devam ediyor.
Bir asansör ustası tanıyorum. Yıllardan beri bıkmadan usanmadan çalışıyor. Binlerce asansör yapmış. Yanında yüzlerce insan çalışıp ekmek yiyor. Türkiye’de ilk defa yapılamayan bir işi başarmış. 7 katlı bir binanın asansörünü bir vinç yardımıyla bir günde monte etmiş.
Bir yayıncı tanıyorum. Yıllardan beri yayın piyasasında ayakta durup yeni yayınlar üretiyor. Ekonomik daralma zamanlarında küçülerek ve genişlik zamanlarında büyüyerek bıkmadan usanmadan çalışıyor ve asla pes etmiyor.
Bir cami imamı tanıyorum. Her sabah camisini aşk ve şevkle açıyor. Yaptığı organizasyonlarla çocuklara, gençlere, yaşlılara, kadınlara faydalı oluyor. Yeni ve farklı projelerle insanlara ulaşmaya çalışıyor. Asla ümitsizlik ve bezginlik içine düşmüyor.
Bir asker tanıyorum. Albaylık mertebesine kadar gelmiş ve başarılı bir asker olarak ordudan emekli olmuş. Fakat pes etmemiş ve bugün de çalışmaya devam ediyor. Üniversite kurmuş ve binlerce öğrenciye faydalı oluyor.
Bir araştırma görevlisi tanıyorum. Çalıştı didindi ve yokluk yıllarını varlığa dönüştürdü. Bugün bir profesör oldu. Çalışmaktan vazgeçmedi. Hala ülkesine hizmet etmeye devam ediyor. Büyük projeler peşinde koşuyor ve eğitime yön veriyor.
Her Türk vatandaşı ülkesinin yükselmesi için daha fazla çalışmalıdır. Büyük başarı hikâyeleri yazdık, bugün de yazıyoruz ve bundan sonra da yazacağız. Köylüsüyle, şehirlisiyle, öğretmeniyle, imamıyla, doktoruyla, askeriyle hep birlikte ve yeni bir aşkla çalışmalıyız. Güzel ülkemizi cennete çevirmek için hep birlikte eğitim ve kalkınma seferberliği başlatmalıyız.