Hariciler Hz. Ali’nin(r.a.) ordusunun, Muaviye ile yürüttüğü haklı mücadelede en önemli unsuruydu. Ancak savaş, halifenin lehine sonuçlanmak üzereyken yapılan bir cinlikle tarihe hakem olayı diye geçen hadise cereyan etmiş ve savaşın gidişatı değişmişti. Hariciler, hakem önerisine direnen Hz. Ali’yi(r.a) önce cepheyi terk etmekle tehdit ederek ikna etmiş; sonra da Kuran’dan başka hakem kabul ettiği için suçlayıp terk etmişlerdi. En çok ihtiyaç duyuldukları anda onlar, Hz. Ali’yi(r.a) yalnız bırakmış ve mücadelesinin akamete uğramasına neden olmuşlardı.

Herkesin biat ettiği halifeye Muaviye ve Şamlılar biat etmemiş, bunun üzerine başlatılan harekatta; başlarda doğru yerde duran Harici grup sonradan istikametten ayrılmıştı. Hz. Ali(r.a.) ve onunla birlikte hareket edenlere karşı propagandaya başlamışlar ardından da içlerinde hatırı sayılır sahabilerin de bulunduğu topluluğu tekfir ederek son raşit halifenin otoritesine karşı ayaklanmışlardı. İçerde ve dışarda zamanın her türlü yöntem ve enstrümanını kullanarak ındi haklılıklarını tezvir etmiş, nihayetinde Hz. Ali’yi(r.a) katledecek kadar ileri gitmişlerdi.* Ancak hem savundukları saplantılar hem de bunu yaparken başvurdukları metotlar itibariyle kısa sürede tarih sahnesinden reverans yapamadan bir ceset edasında çekildiler.

Hz. Ali(r.a.) onları ikna etmeğe çabalamış, başaramadığı yerde ise savaşmaktan da geri durmamıştı. Zira Halife olarak onların estirdiği terörü engellemek, bozdukları asayişi yeniden sağlamak zorundaydı.

İşin ilginç yanlarından biri ise bütün bunlara rağmen Hz. Ali(r.a.), onlar hakkında “isyankar kardeşlerim” ifadesini kullanarak onların yaptığı gibi tekfir silahını çekmemiş ve ürettikleri tüm kötülüklere rağmen adaletle muameleden geri kalmamıştır.

Tanrım tarih ne kadar da çok tekerrür ediyor…

Hz. Ömer’e ölüm döşeğinde yerine kimi bırakacağı sorulur. Hz. Osman’dan Talha’ya, Hz. Ali’den Zübeyr’e isimler gelir gider. Ali ismi zikredildiğinde biraz duraksar, büyük Ömer.

Sonra onun için “Ali, Allah adamıdır. Ben onu halife yaparsam sizi doğru yola sevk eder lakin tabiatında mizah vardır, latifecidir” der.

Acaba Ali, kendi devletini yıkmaya çalışanlara karşı ‘kardeşlerim’ diye hitap ederken şaka mı yapmıştır yoksa adamlığının muzafına layık olmaya mı çabalamıştır?

Sevgili okur!

Aranızda Ali var mı?

Ve İç-in-iz-den “Ben Ali değilim” diye haykıranlar kim?

Sahabe-i güzini bile ailesiyle birlikte katledecek kadar haddi aşan bu grupla el’an İslam dünyasında fizik ve metafizik sahada terör üreten dahili ve harici gruplar kıyaslandığında; yine de bugünkülerin daha çok cinayet işlediği kanaatine ulaşıyoruz. Zira Hakim-i Mutlak hükmü vermiştir: “Fitne katilden daha kötüdür.”

Bugün keleşler ve klavyelerden doğan şiddetin ve fitnenin her türlüsünün şahitleriyiz. Ömer gitti, Ömer-meşrepler sağ. Ali gitti, Ali-meşrepler sağ ve biz her zamankinden daha çok muhtacız, Ebubekir’in sadakatine.

Baki selam…

*Haricilerin radikal heterodoks kollarından biri “İnsanlar arasında Allah’ın rızasını kazanmak için canını verenler vardır” ayetinde Hz. Ali’nin katili İbn Mülcem’den bahsedildiği yalanına inanır.