İçim içime sığmadığı için dışarıdan yazıyorum. Çok dışarıdan, 16 yıl öncesinden. Köpük ormanı kahveyi iftar vaktine erteleyerek. Dışarı dışarı diye kükreseler de yaprak kıpırdatamayan zalimlerin arşivinden yazıyorum. Köpeğe karşı etkili şampuan kıvamına geldiğim keyifli hal kabininden yazıyorum.

Hani böyle kafamı tavanın (teflon olanı) kenarına vursam çift sarılı olacak örtüm o hesap. Sokağa çıksam dükkân camlarında “ Merve desenli Ravza örtüsü gelmiştir” yazsa o an sardırsam evde tazesiyle bağlasam. Biraz ağlasam.. Ve zalimlerin bildireceği haddin cahili olmak şereftir deyip bismillah deyip başlasam.

Ne zaman ki gök sana içini yağmur yağmur döker, sen ona açılırsın. Hani derdinin sakarı olursun dökmeden anlatamazsın. Acını sunarken acemi bir garson gibi zalimin koluna çarparsın. İşte tam 16 yıl önce gök gürledi lakin yağmur bugün yağdı. Dinozor sözlüğü kapandı ve cümlemizi Allah kurdu. Bir abla kardeş öyküsü zafersiz geçmiyordu boğazımızdan, geçti. Kafalarındaki kiri alkışlarla üzerimize silkeleyenleri silkeledik.

Onlardan dışarıyız, meclisten içeri. Allah’a şükür ki zaferlerimizi, tetriste dublör kullanmadan seviye atlayamayan sefil oyuncular gibi “Koyduk mu” diye kutlamıyoruz. Biz zaferlerimizi secdeye götürür Allah’la paylaşırız.

Bir Ravza, binlerce Merve’nin başını yerden kaldırdı ya ölsek de gam orucundayız. O pörsümüş had bildiren çenelerin taşlanan örtüyle bağlandığını gördük ya eskiyen hüznümüz de zalimlerin yüzüne sadakadır artık. Dışarı dışarı naraları atılırken bir Merve dolusu yalnızlığımızı cellatların elinden kurtardık ya bundan sonra kesilse kalbimiz gam akmaz.

Şubatın soğuğu son nefesini verdi. O gün alkış tutan ellere toprak atıldı. O gün, vurulduğu başını yaşına gömen Merve çiçekleri açtı. Bir ablanın kursağında bırakılan heves, bir kardeşin yutkunduğu zafer. Birinin kalbine kat kat Şubat giydirilmiş, diğerinin baharı o kalbe pansuman. Biri gözyaşınca büyük diğerinden.

Bu kadına haddini bildirin!

Allah bize haddimizi aşmayı böyle nasip etsin. Hep sizin zannettiğiniz makamlara yürüten rabbe şükürler olsun. Aminlerin ve Fatiha’ların olduğu yerde vesayetten haksızlıktan kurtulmaya ettiğimiz yeminle bizi dirilten Allah’a şükürler olsun. Sözüm meclisten içeri. Bugün kaportacının bile elinde kalacak oklarıyla o örtüye, “ İntikam kostümü” manşeti atan, salya keseleyen gazete kağıtçılarına ve hala dışarı diyen ahlaksızlara meclisten içeri olduğumuzu gösteren Allah’a şükürler olsun.

İntikam kostümü öyle mi? Sizin insan süsü verilmiş cüsselerinizin hor gördüğü neyse onu giyinmenin şeref olduğunu bildiren Allah’a hamd olsun. Ona ağızlarını kapatıp örtülerini çektiğiniz kızların ah kostümü derler! Ona, gözden ırağa sürdüğünüz gözyaşının hicret kostümü derler! Ona, ikna odalarınızda başını almaya çalıştıklarınıza biçilmiş vicdan kostümü derler! Ona, ne derler biliyor musun Allah’ın intikam alacağı güne kadar çıkaramayacağınız dava kostümü derler!

Kudursanız da parçalansanız da sizin korktuğunuz bizim başımıza geldi. Hoş geldi.

Ve bir Merve desenli Ravza örtüsü üşüyen hüznümüze, yarım kalan yeminimize, ne de hoş geldi. Dağılın da şükür secdemize yer açılsın.