Malta, köklerini Aziz Yuhanna Haçlı şövalyelerinde bulan, küçük bir ada devleti. Malta şövalyeleri olarak da bilinen bu tarikat, 11. yüzyıldan beri Müslümanlar ile sayısız savaş yapmış. Bugün de misyonlarından biri Akdeniz’i bir Hristiyan gölü hâline getirmek.
Bu tarihsel geçmişi ulusal kimlik olarak kabul eden Malta devleti, bugünlerde ilginç bir haber ile anılıyor. Avrupa Adalet Divanı, Malta’nın para ile vatandaşlık sağlayan “altın pasaport” programının yasa dışı olduğuna karar verdi. Şimdi Malta’nın -vakti ile Bulgaristan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin yaptığı gibi- programı iptal etmesi bekleniyor.
Malta, uzunca bir süredir yatırım karşılığında vatandaşlık veriyor. Ülke, Avrupa Birliği üyesi olduğu için Malta pasaportu alanlar, otomatik olarak AB vatandaşı da oluyor ve hem Avrupa genelinde serbest dolaşım hem de AB seçimlerinde oy kullanma hakkı kazanıyor.
Mevcut programa göre, adadan 750 bin avro değerinde gayrimenkul satın alan herkes Malta vatandaşı olabiliyor. Ülke, altın pasaport programı ile 2015 yılından beri 1,4 milyar avrodan fazla para kazanmış.
Parayı bastırıp vatandaşlık alan kişilerin sayısı 5 bini geçiyor, aileleri ile beraber 20 bine yaklaşıyor. Bu, 500 bin nüfuslu bir ada ülkesi için hayli yüksek bir rakam. Pasaport alanların içinde bolca kanunsuz tip olması da önemli bir rahatsızlık kaynağı olmuş. Önce Milliyetçi Parti konuyu siyasi gündem hâline getirmiş, sonra da mezkûr mahkeme kararı çıkmış.
Şimdi akıllardaki soru işareti, böylesi bir iptal kararının geçmişte bu yolla alınan vatandaşlıkları etkileyip etkilemeyeceği…
Malta hükûmeti “etkilemeyecek” dese de çiçeği burnunda zengin Maltalılar arasında endişe hızla yayıldı. Maltalıların biraz küçümseyerek “nakit ineği” dediği bu kişiler arasında tanınmış Türkler de yer alıyor. Sabancı ailesinden Suzan Sabancı, Çiğdem Sabancı, Emine Sabancı Kamışlı ve Şevket Sabancı’nın torunları Can, Kazım, Zeynep, Irmak Köseoğlu en çok konuşulan isimler.
Fakat Malta vatandaşlığına geçen Türk zenginler Sabancılar ile sınırlı değil…
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, Tekfen’in ortaklarından Meltem Berker, Abdi İbrahim’in patronu Nezih Barut, kardeşi ve oğlu, Kurukahveci Mehmet Efendi’nin varisleri Hulusi, Neslihan ve Doruk Kurukahveci, Orta Anadolu Tekstil’in patronu, Abdullah Gül’e yakınlığı ile bilinen Mehmet Fatih Karamancı ve ismi fazlaca bilinmeyen pek çok başka zengin, geçtiğimiz dönemde Malta devletinin tabiiyetine geçmiş.
Üzerinde Aziz Yuhanna şövalyeleri ve Malta Tarikatı haçı bulunan Malta pasaportu almak için şu yemini etmek gerekiyor: “Malta halkına ve cumhuriyetine ve anayasasına gerçek bir inanç ve bağlılık göstereceğime yemin ederim. (Tanrı yardımcım olsun)." “Paranın dini, imanı olmaz” diyorlar ya hani, demek ki milliyeti, tabiiyeti, vatanı falan da pek olmuyor. Bu bakımdan, bir ayağı sürekli Türkiye’nin dışında duran, fırsat buldukça paralarını yurt dışına kaçıran zenginlerin durumu pek şaşırtmıyor.
Ancak Malta vatandaşı olanlar arasında hayli şaşırtıcı bir isim daha var: Avukat Gönenç Gürkaynak. Gürkaynak ve eşi de parayı bastırıp Malta vatandaşlığı almışlar. Gürkaynak, Türk hükûmetine Atatürkçü(!) çizgiden muhalefet eden ve eleştirilerini “tam bağımsız ülke olma” kriterine bağlayan bir kişi. Hükûmeti tam bağımsızlık yolunda ilerlememekle suçlayan birinin, üstüne 750 bin avro para vererek kıytırık bir Haçlı ülkesinin uyruğu altına girmesi gerçekten düşündürücü.