CHP lideri Özgür Özel, Brüksel’de Türkiye karşıtı açıklamalarıyla tanınan Dario Nardella’yı kürsüye çıkarıp kendi ülkesini insan hakları ve özgürlük bahanesiyle şikâyet etti.
Dario Nardella, Türkiye’yi yıllardır “baskıcı rejim” diye yaftalayan, Avrupa şehirlerini Ankara karşıtı kampanyalarla örgütleyen bir isim.
Ve Özel, bu ismi alkışlarla kürsüye çıkardı.
Oysa ABD’de Nancy Pelosi, yıllarca Trump’la kavga etti ama ne dedi?
“Ben yurtdışında kendi başkanıma söz söyletmem.”
İşte fark bu!
Pelosi devleti korudu, Özgür Özel devleti şikâyet etti.
Eleştiri başka, ülkesini yabancı kürsülerde küçük düşürmek bambaşka!
CHP’nin genel başkanıysan, önce bu ülkenin onurunu koruyacaksın.
Bu millet eleştiriyi kaldırır ama yabancı kürsülerde aşağılanmayı affetmez.
/////////
DEVLET ADAMI DİYE BUNA DENİR!
Bahçeli, terörle mücadelede çizgiyi değil, devleti koruyor.
İmralı’nın sürece dahil edileceği yönündeki iddialar siyasetin gündemini karıştırırken, Devlet Bahçeli’nin son çıkışı yüreklere su serpti.
Bahçeli açık ve net konuştu:
“Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki açıklaması dışında hiçbir sözünün hükmü yoktur.”
Bu cümle, sadece bir siyasi mesaj değil; devlet aklının, milli çizginin ve teröre karşı tavizsiz duruşun ifadesidir.
22 Ekim’de, Bahçeli süreci başlatan konuşmasında ilk kez bu konuda “Devletin inisiyatifini kimse tartışmaya açamaz” diyerek açık bir sınır çizmişti.
Şimdi o sınırı daha da netleştirdi.
Ne mesaj alınırsa alınsın, ne kulis yazılırsa yazılsın; Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvenliğini pazarlık konusu yaptırmama kararlılığını bir kez daha gösterdi.
Bahçeli’nin farkı burada.
Kimileri günü kurtarmak, kimileri tribünlere oynamak için konuşur.
Ama o, devleti konuşur.
Terörle mücadele meselesini partiler üstü bir varlık-yokluk çizgisi olarak görür.
Bu yüzden yıllardır aynı tutarlılıkla söylüyor: “Terörle pazarlık olmaz, mücadele olur.”
Bugün Bahçeli’nin yaptığı şey, siyaseten değil, devlet namına konuşmaktır.
Birileri anlamasa da Türkiye’nin beka meselesine devlet diliyle yaklaşan az sayıda liderden biridir o.
Devlet Bahçeli bir kez daha göstermiştir ki:
Gerçek lider, rüzgâra göre değil, devlete göre yön belirler.
//////////////
YENİ DENGENİN FORMÜLÜ: GÜÇ TÜRKİYE’DEN, PARA ARAPLARDAN
Donald Trump’ın Mısır’da yaptığı “Türkiye’nin çok güçlü orduları var, Arap liderlerinse sınırsız parası” sözleri aslında yeni dönemin jeopolitiğini özetliyor.
ABD siyasetinde bu tür sözler asla tesadüfen söylenmez; her biri bir stratejik niyetin, önceden tasarlanmış planın işaretidir.
Trump’ın bu cümlesi, sahada güvenliği Türkiye’nin, yeniden imarı ise Arap ülkelerinin üstleneceği yeni bir bölgesel iş bölümünün habercisi gibi.
Gazze’nin yıkımı, sadece bir insani trajedi değil, aynı zamanda bölge dengelerini yeniden şekillendiren bir dönüm noktası oldu.
Bu süreçte Türkiye güvenliğin ve siyasi istikrarın ana aktörü,
Arap dünyası ise finansal ve altyapı gücüyle imarın taşıyıcısı konumunda.
Kısacası formül net:
Güvenlik Türkiye’den, imar Araplardan.
Ve bu denklemde bölgenin vicdanı da liderliği de Ankara’dadır.