Kurultay geleneği CHP partisinde çok önemli bir yere sahip. Keza her kurultay seçmen tabanında büyük heyecan yaratırken seçilen genel başkanın özlemle beklenen iktidar yolunu açacak LİDER olduğu düşünülür. Özgür Özel’in 19 Mart’tan beri sergilediği performans CHP seçmeni için bu duyguyu yaratmış gözüküyor. Peki, gerçekten Özgür Özel’den bir lider çıkar mı; olağanüstü kurultay şart mıydı ve bundan sonra CHP’yi neler bekliyor?

 

CHP kurultayının sonuçları üzerine yazılacak çok şey var; bu kurultayın neden yapıldığı gibi. Kurultayın bir önceki kurultaya yönelik şaibe iddialarını bertaraf etmek için mi yapıldığı, CHP’liler tarafından açılan davayla kurultayın iptali riskini ve devamında kayyım atanmasını engelleme girişimi mi yoksa Ekrem İmamoğlu’nun baskısından kurtulmak için Özgür Özel’in akıllıca hamlesi mi olduğu gibi sorulara henüz tam cevap bulunamadı. Benim şahsi fikrim sonuncusu yani Özgür Özel’in, Ekrem İmamoğlu’nun “OLAĞANÜSTÜ” gayretiyle seçilmenin dayanılmaz ağırlığından kurtulmak için kurultayı yaptığıdır. Böyle olup olmadığını zaman gösterecek. Ancak bir süre sonra CHP ve Özgür Özel, desteğini azaltarak İmamoğlu’nu ikinci plana iterse umarım demiştin, dersiniz.

CHP’nin köklü bir parti oluşunun yanı sıra bir türlü çözemediği köklü sorunları da var. En önemlisi değilse de seçilen genel başkanlarına yaptıkları muamele bunlardan biri.  Genel başkanlarını seçerken göğe çıkartıp kurultaylardan hemen önce yere indirip kurultaylardan sonra da tarihe gömmek gibi problemleri var. Özgür Özel’in kurultay salonuna girişte herkesi kucaklarken Kemal Kılıçdaroğlu ile mesafeli duruşu, Kemal Bey’e karşı oluşan ve oluşturulan kötüleme ile öfkenin sonucuydu.

Kemal Bey, 2010 yılında Deniz Baykal’ın istifasından sonra genel başkan olduğu kurultayda “GANDİ GELİYOR” sloganlarıyla yola çıkmıştı. 2023 seçimlerinin tanıtım kampanyalarında “PİRO”, “DEDE”, “BİLGE” sıfatları eklenerek Kemal Bey takdim edildi. Seçmeni Kemal Bey’i dinlerken bu değeri verdi. Ancak bugün ne seçmen ne de CHP yeni yönetimi için bir anlam ifade etmediği gibi Kemal Bey, isminin içinde geçtiği cümlelerde tükürük kelimelerinin havalarda uçuştuğu hakaretlere maruz kalmakta. İşte, acaba aynı akıbeti Özgür Özel yaşar mı, yaşamaz mı? Bu sorunun cevabı; “Genel Başkan Özgür Özel, lider Özgür Özel olur mu?” yanıtında saklı.

Gelelim Özgür Özel’den beklenen “Ecevit benzeri bir liderlik gelir mi?” sorusuna… İletişim becerisi, vizyonerlik, kendi seçmen kitlesini dönüştürme gücü, ikna kabiliyeti, krizlerde karar alma becerileri gibi özeliklere sahip mi, değil mi? Benim bu konuda ciddi şüphelerim var.

Her konuda yorulmuş bir topluma umut vadeden bir konuşma yapması beklenen Özel; maalesef duygularını, düşüncelerini açık şekilde ifade etme, toplumun hislerine tercüman olma ve kalplere dokunma gibi yeteneklerden yoksun.

Eğer böyle olsaydı her geldiği makama seçimle erişmiş bir cumhurbaşkanına “cuntacı” demezdi. Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “cuntanın başkanı” deme gafletinde bulunan Özgür Özel, daha birkaç ay önce aynı cumhurbaşkanını normalleşelim diye ziyaret ettiğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iade-i ziyaretini ve aynı Erdoğan’ın tevazusunu unutmuştu. Darbeler tarihimize bakıldığında ülkemize ve milletimize korku, endişe, yoksulluk vermiş; bizlerin özgürlüğünü esaret altına almanın dışında bir şey bırakmamış tüm darbelerin öncesinde, anında veya sonrasında CHP’nin kurumsal olarak veya fikriyatıyla yer aldığını unutmuşa benziyor. 17-25 Aralık’ta FETÖ’nün yargı darbesi girişimine sahip çıkan CHP, bugün bir yolsuzluk dosyasında tutuklanan arkadaşlarına yöneltilen suçlamaya karşı hukuken cevap vermek yerine yüzde 52 oy ile seçilen cumhurbaşkanına maalesef bu çirkin ithamı yönelterek hepimizin yüzünde tatlı bir tebessüm bırakan normalleşme sürecini de rafa kaldırmış oldu.

İktidar özlemi içinde olan muhalefete, iktidara nasıl geleceklerini anlatmak yerine yine iktidar ve Erdoğan karşıtlığına bel bağlayan konuşması, vizyonu olmayan ve geleceğe dair hedefsiz bir konuşmadan ibaretti. Bugün küresel sistem içinde ekonomik ve siyasal olarak nasıl ayakta duracağımızı, nasıl rekabet edeceğimizi, siyasi denklemde yahut kuvvetler dengesinde en etkili aktör olma hedefimizi nasıl gerçekleştireceğimizi anlatmak yerine; üniversite eğitimini başkalarının hakkına girerek elde etmiş, henüz belediye başkanı olarak görevini layıkıyla yapmamış, İstanbul’un beklediği hizmetleri kent lokantalarıyla sınırlandırmış ve yüz kızartıcı suçlamalar ile yargılanan bir kişi üzerine hepimizin geleceğini kurma hedeflerini anlattı. Böyle olmaz Sayın Özgür Özel, böyle olmaz!