Ülkemiz, milletimiz, devletimiz son zamanlarda büyük imtihanlardan geçiyor. Suriye’de yedi düvele karşı mücadele ediyoruz. Maalesef bu ateşe ateş taşıyanlar, durumdan vazife çıkarmaya çalışanlar bölgede yaşayan gözü dönmüş, emperyalistler eliyle iştahı kabarmış hainlerdir. Bu hainler kötü emellerine masum ailelerin saf karıncalarını da alet ediyorlar. Hainlerin eliyle dağa kaldırılan karıncalarının yuvaya dönmesi için anneler Diyarbakır’da eylem yapıyorlar.

Bütün bu sıkıntılı zamanlara merhem olur niyetiyle Usta yönetmen Nazif Tunç, Karınca filmini çekerek yanan ateşlere su taşıyarak safını belirtti. Karınca filminin ilk gösterimi Boğaziçi Film Festivali kapsamında Atlas Sineması’nda yapıldı. Sinema salonun da çok sayıda meslekten dostlarla da selamlaşma imkânı buldum. Oyuncular arasında da tanıdık yüzler vardı ve onlarla da hal hatır sorma fırsatı oldu. Karınca, Halk Film tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle TRT’nin ortak yapımıyla gerçekleşmiş.

Nazif Tunç, zor bir konuyu basit bir dille anlatmaya çalışmış. Evden kaçarak terör için canlı bomba olacak bir genç kızı kamyonunda taşıyan iyi niyetli şoförün onu kurtarma mücadelesini anlatıyor. Filmin sinopsisinde bu konu şöyle açıklanıyor. “Karınca filmi, iyilik niyetiyle yaptığı yardımın, istenilmeyen kötü sonuçlara yol açacağını öğrenen orta yaşta bir adamın, hatasını telafi etmek için giriştiği ölümüne mücadelenin hikâyesidir.”

Filmin başrol oyuncusu Halit Karaata şoför Şemsi rolünü çok başarılı bir şekilde oynuyor. Filmi baştan sona sürüklüyor. Bütün hikâye onun üzerinden yürüyor. Şoför Şemsi’nin geçmişinde sol bir ideolojinin sıkı takipçiliğinden mütedeyyin bir Müslüman olarak hayatına devam etmesi ve bu nedenle geçmişte yaşanan hatlara vurgu yapması dikkate değer.

Karınca filmi görüntü açısından da başarılı bir performans sergiliyor. Görüntüler, konuyu anlatmak için doğru açılarla olayları takip ediyor. Görüntülerde güzellik arayışı yerine olayın geçtiği yerlerin gerçekliği yansıtılmış. Filmin başlarında bir yol hikâyesi anlatılacağı imajını yansıtan film daha sonra dramatik bir mücadeleye dönüşüyor.

Filmin giriş sahnesi birçok şeyi anlatan bir temsil niteliğinde. Şoför Şemsi’nin kuyudan su çekerken birinci kovayı başarıyla kuyudan çıkarırken ikinci kovayı başarısızlıkla kuyuya düşürmesi ve vazgeçmeden yan yoldan gelerek kovasını doldurması filmi özetler nitelikte bu sahnenin çekimi de çok başarılı olmuş. Nitekim film boyunca şoför Şemsi’nin inat ve ısrarla bir iyiliğin peşinden koşması karıncayı yuvasına döndürdükten sonra can vermesi yüreklere dokunuyor.

Usta yönetmen Nazif Tunç’la konuştum. Filmin ne zaman gösterime gireceğini sordum. Birkaç festivale katılacaklarını ve ondan sonrada sinemalarda gösterime gireceklerini belirtti. Karınca’nın festivallerden ödüller almasını bekliyorum. Karıncayı yuvasına döndüren yiğitlerin sayısının artmasını diliyorum.

Nazif kardeşimden daha fazla iyilik dolu filmler çekmesini bekliyorum. Anadolu’nun yürekli, merhametli, ahlaklı insanlarında daha çok ibretlik hikâyeler var. Ellerine sağlık usta.