Neredeyse son bir yıldır, “Millet İttifakının adayı kim olacak?” sorusuna cevap arıyoruz…

Bitmek tükenmek bilmeyen bu cevap arayışı, bütün gündemi hapsetmesi açısından muhalefetin bir başarısı mı, yoksa başarısızlığı mı?

Soruya verilebilecek pek çok cevap bulabiliriz; olumlu ya da olumsuz…

Millet İttifakı uzun bir zamandan beri bir o tarafa bir bu tarafa savrularak, “Hayalet aday” tasvirleriyle oyunu artırmaya çalışıyor…

Evet, bu aday bilmecesi muhalefeti sürekli gündemde tutsa da, oylarını artırmaya yetmediği de yapılan çalışmalarda çok açık olarak görülüyor…

Çünkü seçmen bir “hayalet” değil, güvenebileceği gerçek şahsiyetler görmek istiyor…

Artık bıktırıcı bir “kabak tadı”na dönüşen bu aday arayışının, muhalefete oy olarak bir katkısı yok fakat dolaylı olarak bundan ciddi bir fayda sağladığını da inkâr edemeyiz…

Belli ki kafası çok karışık, her gün yeni bir açıklamayla ve HDP’nin temsil ettiği en marjinal uçlara kadar savrulan bir Millet İttifakı, seçmenin kafasında net bir yer edinemiyor…

Yapılan tartışmalar da, bu darmadağınıklığı ortaya boca ediyor adeta ve muhalefete olan güveni iyice sarsıyor…   

Fakat bu tartışmaların gölgelediği pek çok konu da, iktidardan ziyade muhalefete hizmet etmiş oluyor diğer taraftan…

Birinci konu: CHP’li belediyelerin insanları bıktıran başarısızlıkları gündemde yer bulamadığı gibi, başarısız başkanları, başarılıymış gibi Cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışına dâhil ediyor…

İkinci konu: AK Parti iktidarının -bütün küresel çalkantılara ve pandemiye rağmen- yapmaya devam ettiği devasa hizmetlerinin üstünü örtüyor ve gündemden düşmesine sebep oluyor…

Oysa Cumhur İttifakı ta en başından açık ve net olan Cumhurbaşkanı adayının avantajını çok daha güçlü bir gündemle diri tutabilir…

Klasik habercilik refleksiyle ve izlenme kaygısıyla belirlenen gündem, maalesef muğlak olana yöneliyor; “açık olan nasılsa açık” diyerek…

İktidarın seçmeni muğlak olanın tetiklediği “merak” duygusuna değil de, açık ve belirgin olanın beslediği “umuda” yöneltmesi ve gündemde tutması çok önemli…

Umut, meraktan çok daha besleyici bir duygu inşa edeceği için iktidarı çok daha güçlü bir konuma taşıyacaktır…

Zira AK Parti iktidarını bu kadar uzun ömürlü yapan şey hep beslediği ve aşıladığı “umut” olmuştur…

Belirsizliğin reytingi yüksek olabilir fakat belirgin olanın verdiği güveni asla veremez ve kitleleri arkasından sürükleyemez…

AK Parti’nin bu zor günlerde tıpkı 2002’de olduğu gibi o umut olan yönünü, ruhunu yeniden keşfetmesi, keşfettirmesi üzerimize çöktürülmeye çalışılan bütün sisleri dağıtacaktır…

Hem de 2002 ile kıyaslanamayacak bir birikim, tecrübe ve altyapıya sahipken…