Yaklaşık bir haftadır İsrail’in ve perde arkasında da Amerika’nın olduğu haksız saldırılarla içerisinde bulunduğumuz bölgeyi her anlamda çok zora sokacak İran’a karşı yapılan bir saldırıyı izliyoruz.
Nükleer müzakerelerde ille de benim istediğim olacak dayatmasıyla karşı karşıya kalan İran’a karşı yapılan saldırılara meşru müdafaa hakkını kullanarak İran’ın karşılık vermesi neticesinde bölgemiz neredeyse bir ateş çemberine doğru götürülmek isteniyor.
7 Ekim saldırıları sonrası Gazze’de ki kardeşlerimize her türlü barbarlık, soykırım ve dayatmayı gösteren İsrail bu ve bunun gibi yaklaşımlarıyla dünyaya kafa tutmaktadır.
İran’ın saldırısı sonrası geceleri ve gündüzleri sığınaklara inen İsrail halkı üzerinden bomba yağdırılan Gazzeli çocuklara ve kadınlara karşı sus pus içerisindedir.
Sadece İsrail halkı değil neredeyse tüm dünya ülkeleri aylardır süren bu zulme sessiz kalmaya devam etmektedirler. Biz şunu biliriz ki zulüm ile hareket eden hiçbir zümre abad olamamıştır olamayacaktır da.
Gün gelecek Filistin özgürlüğüne kavuşacak ve gün gelecek Gazzeli çocuklar güzel günleri görecektir. Ama bu çok kolay olmayacaktır.
Bu özgürlüğün bir bedeli olacaktır ve bu bedeli ödeyecek durumda olanlar Allah’ın indinde şerefli ve onurlu insanlar olacaktır.
Karınca misali bu zulüm devam ederken Müslümanların saflarının ne olduğu kendi gelecekleri adına büyün önem arz etmektedir.
Yani Müslümanmış gibi değil Müslüman gibi hareket etmek, onurlu durmak ve şerefli bir hayat yaşamak. Bunu yapabilenler gerek Allah indinde gerekse de insanlık nezdinde kazananlar olacak ve tarihin sayfalarında bu insanlar birer kahraman olarak anılacaktır.
Gelelim İsrail-İran savaşının ülkemize ekonomik etkilerinin neler olacağıyla ilgili düşüncelerimize.
Saldırılar başladığından bu yana Brent petrolün fiyatı 69 dolardan 75 dolar seviyelerine gelmiş durumdadır.
Hal böyle olunca da petrolde dışa bağımlı olan ülkemizin bundan etkilenmemesi mümkün olmadığı içindir ki saldırıların başlamasıyla birlikte bir hafta içerisinde akaryakıt fiyatları iki kez zamlanmıştır.
Akaryakıtın zamlanması demek her şeyin fiyatının artacağı anlamına geleceği için zaten enflasyon sıkıntısıyla uğraştığımız bu günlerde böyle bir durumu ekonomimizin kaldırması çok kolay olmayacaktır.
Diğer taraftan işsizlik ve sipariş düşmesinin yanında artan maliyetleri karşılayamayan şirketlerimizin ciddi sorunlarla uğraştığı bu ortamdan kurtulabilmek adına riskleri bilerek yol yürümenin anlamı da ayrıca büyük önem arz eden bir konu hükmündedir.
Petrol fiyatlarının bu derecede artması ülkemizin enerji faturasını ciddi anlamda artıracaktır. Sadece petrol fiyatlarının artması değil bunun yanında zamanla doğalgaz, kömür ve elektrik fiyatlarının da ciddi oranda arttığına şahit olacağız.
Bunun yanında bir de döviz kurunun yükselmesi bunun yanına tuz biber olacak dolayısıyla fiyat artışları daha da fazla olacaktır.
Bir de İran’ın bu dönemde sıkça dile getirdiği Hürmüz Boğazı’nı kapatmak gibi bir durumda gerçekleşirse hem ülkemizin hem de dünya ekonomisinin etkilenmesi çok daha da can acıtıcı bir hale gelecektir.
Son yıllarda İran’dan petrol alımımız neredeyse yok denecek seviyelere gelmiş durumda fakat bu gerginlikle üründe değil de fiyatta sıkıntı yaşayacağımız bir realite olarak önümüzde durmaktadır.
Yaklaşık 6 milyar dolarlık bir dış ticaret hacmimizin olduğu İran’ın yaşadığı her sorun bize ekonomik bir yük olarak yansıyacaktır.
Tüm bunlara ek olarak turizm ve bölgesel güvenlik risklerinin de artması hasıl olacağı için bu durumlara karşı da stratejilerimizi ivedilikle hayata geçirmek durumundayız.