Cahit Zarifoğlu Bayram şiiri:

Büyüklerin ellerinden

Küçüklerin gözlerinden

Suriye’nin toprağından

Bosna’nın bayrağından

Ebu Zer’in yalnızlığından

Bilal-i Habeşi’nin ilk ezanından

Tarık bin Ziyad’ın kılıcından

Filistinli Cafer’in haykırışından

Gazze’nin gözyaşından öpüyoruz…

İyi bayramlar meleklerin şehri Gazze.

İyi bayramlar utancımız, açlığımız Afrika.

İyi bayramlar Ömer Muhtar’ın soylu çocukları.

İyi bayramlar acının, ölümün başkenti Hama.

İyi bayramlar Recep onbaşı, Salih uzman, er Mehmet.

İyi bayramlar kırılganlıklar, üzüntüler

İyi bayramlar ey Hüzün…

Cahit Zarifoğlu yıllar önce böyle kutlamış sevdiklerinin, özlediklerinin, önem verdiklerinin bayramını. Ne güzel, ne anlamlı bir bayram tebriği değil mi?

Sadece ülkemizdeki inananların değil, tün dünya Müslümanlarının bayramını kutluyor.

Mursi’nin geçen yıl zindandan göndermiş olduğu Ramazan Bayramı mesajını hatırlayanınız var mı? “Bayram, ümmet tarihinde mücadeleye devam etmek için verilen bir moladır. Bayramınız mübarek olsun. Allah oruçlarınızı, iftarlarınızı, ibadetlerinizi ve devriminizi hayırlı kılsın. Rabbine güvenen devrimcilere selam olsun.”

Tam bir devrimci ruhuyla sesleniş…

Davasına inanmış, yaratanına tam anlamıyla teslim olmuş, en zor şartlarda bile hala direnebilen, asla pes etmeyen bir lider…

Darbeci Sisi’ye tesliminin, ümmetin teslimi olduğunun idrakinde bir cihatçı….

Şuurlu, bir gün hesap vereceğinin bilinciyle yaşayan, bu dünyanın bir imtihan yeri olduğunu bilen bir lider…

Allah onu, imtihanını başarıyla verenlerden eylesin inşallah.(amin)

Mursi’nin mesajını okuyunca aklıma geldi; düşünüyorum da, bayramı mücadele ve bilinçlerimizi yeniden diriltme araçlarından biri haline getirsek, ne iyi olur?

Mesela, alimler toplansa ve, “İslam coğrafyasının her karış toprağı Moğol İstilasından bu yana, hiç olmadığı kadar kan gölüne dönmüşken, milyonlarca İslam çocuğu yetim, öksüz kalmışken, analar dul, babalar sakat bırakılmışken, son kale Türkiye’nin üzerine saldırılar bu kadar yoğunlaşmışken, bayram bizim neyimize? Neyi kutluyoruz?” deseler, bir şuurlanma hareketi heyecanı başlasa, ne iyi olurdu!

Ama heyhat! İslam coğrafyası o kadar çok karışık ki… Tuzak kurmaya, kurulan tuzaklara düşmeye o kadar çok müsaitler ki… Kardeşlik duyguları, husumetlerinin o kadar çok gerisinde kalmış ki… Hepsi suni, o kadar çok sorun var ki aralarında… Birbirimize düşmemiz için düşmanın bir şey yapmasına gerek yok. Mezhepler sorunlu, ülkeler sorunlu, liderler sorunlu, cemaatler sorunlu, tarikatlar, cemiyetler sorunlu…

Keşke bu bayram bütün husumetler, çıkar ilişkileri, menfaatler bir kenara konsa, sadece ve sadece kardeşlik konuşulsa, ne iyi olur.

İnşallah o güzel günlere de ulaşacağız. Hayalimiz bu olsun. Unutmayın ki, hayal etmeyen, amaç güdemez.

Tekrar iyi bayramlar herkese…