Trump dünya siyaset sahnesinin gördüğü en ilginç figürlerden biri… Hatta pek çok yönüyle bana, Felix Guattari ve Gilles Deleuze’un birlikte kaleme aldığı, “Kapitaliz ve Şizofreni” çalışmasının bir bedendeki tecellisi gibi geliyor…

Çünkü ABD’nin gücüne güvenerek yapmak istediği her şeyi saklamadan, perde arkasına gizlenmeden yapıyor…

Tabiri caiz ise “ağzında bakla ıslanmayan” bir profil çiziyor…

Bu açık sözlülük ilk bakışta “takdiri hak ediyor” diye yorumlanabilir…

Fakat açık sözlü olmanın diğer gereği olan “ahlakilik” ilkeleri işlemediğinde söz, sahibinin önünü mutlaka tıkayacaktır…

Trump, ekonomik yaptırımların askeri operasyonlardan daha etkili olduğunu savundu bir paylaşımında…

Buna inandığı için de, hiçbir hukuki bağlayıcılığı olmayan paylaşımlarla ülkelere saldırıyor…

Üstelik gel-gitlerle dolu, tutarsız, çoğu zaman da birbirini inkâr eden paylaşımlarla…

Aslında twitter Trump için maliyetsiz ama oldukça etkili bir füze rampası gibi…

Spekülasyondan beslenen para piyasaları için de bulunmaz bir nimet…

Kaldı ki para piyasaları, her koşulda içmek için bir bahane bulan “ayyaş” gibi, olumlu ya da olumsuz her durumu kendi lehine çevirme konusunda da oldukça mahirdir…

İşin birde başka bir boyutu artık ortaya çıkmaya başladı ve öyle zannediyorum ki artık Trump’ın tweet füzeleri beklenen etkiyi göstermiyor…

Zira Suriye’nin kuzeyine yapılan “Barış Pınarı Harekâtı” sürecindeki tehditlerin hiçbiri beklenen etkiyi gösteremedi…

ABD’nin “ipe un sermesi”nin arkasında yatan inanç, bu “füze”lerin her şeyi çözeceği ve Türkiye’nin Brunson hadisesinden aldığı “ders”le yeni bir hamleye kalkışamayacağı yönündeydi…

Nitekim bunu denediler de…

Ama hiçbir etkisi olmadı. Hatta ABD şaşırıp kaldı bu duruma; “Nasıl olur da tweet füzelerimiz işe yaramaz” diye…

Fakat onların kaçırdığı şey, ekonomide ve uluslararası para transferlerinde alınan -SWAP- tedbirlerle, bizim de bir “füze kalkanı” oluşturduğumuz gerçeği idi…

Artık kemik bekleyen akbabalar gibi tweet bekleyen spekülatörler, bir gecede milyarlarca liramızı kaçıramıyorlar…

İşte bana göre ABD bu gerçeği anladığı an soluğu Ankara’da aldı ve masaya oturmak zorunda kaldı…

Çünkü Trump’ın tweet füzeleri beklenen etkiyi artık yapmıyordu…

Bu onların gerçeği idi…

Bizim gerçeğimiz ise şu: Bekledikleri etki olsaydı da hiçbir şey fark etmeyecekti…

Bir de bunu anlayamadılar…