Bosna Hersek, 1 Mart’ta özgür bir ülke oluşunun 23. yılını kutladı. Bosna’nın bu gururu elbette bizlerin de gururudur. Çünkü Bosna Hersek, bize Osmanlı’nın, merhum Aliya’nın emanetidir. Bosna Hersek tarihiyle, kültürüyle bizdendir. Bosna’daki en önemli Osmanlı eseri ne Drina ne Mostar Köprüsü ve ne de Gazi Hüsrevbey Camisi’dir… Bosna’daki en büyük Osmanlı eseri bu ülkenin öz sahibi olan Boşnaklardır.

Bu nedenle Bosna Hersek ve Boşnaklar, bize Osmanlı’nın ve merhum Aliya’nın emanetidir. Bosna Hersek bizim için herhangi bir ülke değildir. Bizim savaşla birlikte hatırladığımız Bosna Hersek’te asıl savaş aslında bize karşı verildi. Sırplar, Boşnaklar’a silahları doğrulturken onları ‘’Boşnak’’ olarak gördükleri için değil, “İslam’ı kabul ederek Türkleştikleri” için katlettiler.

Srebrenitsalı arkadaşım gazeteci Amir Zukiç bana şunu anlatmıştı; “Savaşın başlayacağını 1992 yılının Şubat ayı gibi hissettik. Babama Saraybosna’ya taşınmamızı söyledik. Babam bize şu cevabı verdi; Hiç meraklanmayın Sırplar bize bir şey yapamaz. Çünkü Türkiye bizi korur…’’

Yine Gorajdeli bir savaş komutanı ‘’Savaşta Gorajde kuşatma altında ve her gün şehre bombalar yağıyordu. Biz ise her sabah bugün Türk uçaklarını gökyüzünde görebilecek miyiz umuduyla uyanır gökyüzüne bakardık…” demişti.

Gorajde’ye uçak gönderemedik, Srebrenitsa’da ise Temmuz 1995’te soykırım oldu. Dünya izledi…O tarihte maalesef Zenitsa kentinde bulunan Türk Birliği de bu olaya müdahale edemedi. Çünkü o dönem Türkiye’nin önceliği, üniversitelerde başörtüsünü yasaklama, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘’muhtar dahi olmaması’’ için projeler üretmekti…

Bosna savaşta şanssızdı. Bu şanssızlığı Balkan kasapları Slobodan Mileşviç, Radovan Karaciç veya Ratko Mladiç’ten kaynaklanmıyordu. Bu şanssızlığı eski Türkiye’nin kadrolarından kaynaklanıyordu. Bosna ruhunu bilmeyen bir Cumhurbaşkanının ve Başbakanın olmamasındandı.

Bana Bosna’da hep şunu söylediler; savaş sırasında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu bugünkü pozisyonlarında olsaydı Sırplar bize soykırım yapamazdı.

Merhum Aliya İzzetbegoviç bunu bildiği için vefatından 1 gün önce kendisini ziyarete gelen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a “Bosnam sana emanet. Bosnama sahip çıkın” demişti. Bu bilgiyi 2010 yılında, merhum Aliya’nın doktoru Prof. Dr. İsmet Gavrankapetanoviç bana anlatmış. Ben de ondan izin alarak bunu haberleştirmiştim.

Evet Bosna Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a yani onun şahsında Türkiye’ye emanet. Bu nedenle Boşnaklar şimdi her zamankinden daha çok kendilerini güvende hissediyor.

O umutları boşa çıkarmamak için, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız gibi özel müteşebbislerimiz, iş adamlarımız da Bosna’ya samimi şekilde sahip çıkmalı. Çünkü Bosna sadece haritadaki bir ülke ismi değil, bugün Avrupa’da bizim medeniyet sınırlarımızın başladığı yerdir.