Cildimize düzenli olarak peeling yaparız.
Ölü hücrelerden arınsın, tazelensin, nefes alsın diye.
Peki ya iç dünyamız?
Hiç oraya da bir peeling yapmayı düşündük mü?
Birikmiş duygular...
Kırgınlıklar, hayal kırıklıkları, yarım kalmış cümleler, söylenmemiş sözler...
Zamanla içimizde katman katman birikir.
Ve tıpkı ciltteki gözenekleri tıkayan artıklar gibi, ruhumuzu ağırlaştırır.
İçimiz solar, parlamaz.
Ama bunu fark etmek kolay değildir.
Çünkü iç dünya sessizce kirlenir.
Duygusal peeling; içimizdeki bu fazlalıkları yavaşça, nazikçe arındırma işidir.
Bir anda değil, baskıyla değil.
Fark ederek.
Yazarak, konuşarak, ağlayarak, affederek.
Kendine dürüst olarak.
Bazı şeylerin senden gitmesine izin vererek.
Ve sonunda hafifleyerek.
Tıpkı bir cilt bakımının ardından gelen o taze his gibi,
duygusal temizlik sonrası da iç dünyanda bir ferahlık başlar.
Gözlerin daha berrak olur.
Kendine biraz daha yakın, hayata biraz daha açık hissedersin.
Bugünlerde “zihinsel detoks”, “ruhsal arınma” gibi kavramlar sıkça karşımıza çıkıyor.
Yoga kampında, meditasyon uygulamasında, motivasyon videolarında...
Ama mesele bunları trend olarak değil, ihtiyaç olarak görebilmekte.
Çünkü ruh da zamanla tıkanır.
Sürekli bastırılan duygular, kendini hep güçlü göstermeye çalışmak,
“boş ver” deyip geçilen ama içte iz bırakan anlar...
Hepsi birikir.
Ve ruh, aynen cilt gibi, zaman zaman arınmak ister.
Nefes almak, genişlemek, açılmak ister.
Ama bu kolay değildir.
Çünkü duygular, ölü hücreler gibi değildir; onlar yaşanmışlıklardır.
Kendine nazik davranmadan, acele etmeden bu temizlik yapılamaz.
Bu yazı, işte tam da bu yüzden yazıldı.
Bir yüz maskesi değil, bir iç dünya maskesi niyetine.
Yüzey değil, derinlik niyetine.
Çünkü bazen parlak bir cilt değil, ferah bir iç dünyadır gerçek bakım.
Kendine bir alan aç.
Bir defter, bir yürüyüş, bir sohbet…
Ve neyin artık sana hizmet etmediğini sor.
Taşıdığın duyguların hangileri geçmişten, hangileri hâlâ senin?
Belki de şimdi tam zamanı:
Biraz silkelenmek, biraz arınmak, biraz hafiflemek için.
Çünkü ruhunun ışığı, ancak üzerindeki tortular silinince parlar.
Ve unutma:
Bazı yükler makyajla değil, farkındalıkla çıkar.