Öğretmenevinin önünden geçerken içeriden taş sesleri geliyor.

Bizim Bütünşehir Dergisi’nin istişare toplantısında bunu milli eğitim müdürümüze sordular.

‘Emekli öğretmenler okey oynuyorlarmış’

Öğretmenevinde, lokanta, kütüphane, konferans ve oyun salonları var. Bilin bakalım hangisi bomboş.

Emekli öğretmenlerimiz okeye dönmekten okumaya vakit bulamıyor.

Öğretmenlerimizi ahir ömürlerinde eğitim ve öğretim davamıza sabitleyemiyoruz.

Eskiden hem Milli Eğitim Bakanlığı ve hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları vardı.

Üstelik Kültür ve Turizm Bakanlığı, DÖSİM’in kitap satış yerleri vardı.

Buraya bir girdik mi çantalar dolusu kitaplarla çıkardık.

Özel yayınevlerinin ‘satamam’ endişesiyle yayınlamadığı, kıymeti ehlince bilinen eserler olurdu yükte ağır, pahada hafif.

Genç yazarlar serisi vardı, şiirde, öyküde, denemede…

Ne oldu neden oldu bilinmez, Kültür Bakanlığı DÖSİM’leri kapattı bir bir.

Milli Eğitim Bakanlığı da okul kitaplarını bedava vermeye başlayınca yayınevini kapattı.

Bu yanlış kararlar ile iki bakanlık da kültür alanından çekilmiş oldu izzeti ikbal ile.

Kitap meselesi üzerinde çok fazla düşünmediğimiz, kafa yoramadığımız ortaya çıktı böylelikle ve maalesef.

Üstelik bir medeniyet davasından, Yeni Türkiye’den, zihniyet değişiminden dem vuruyor olmamıza rağmen.

Kültür Bakanlığı AK Parti öncesi ve bir dönem AK Partili bakanlar eliyle sol yelpazeye faydası dokunan bir yayın anlayışını sürgit devam ettirdi.

Bakanlık Erkan Mumcu’nun istifasıyla Atilla Koç’a, ondan da Ertuğrul Günay’a teslim edildi. Özellikle Günay’ın tahribatını Ömer Çelik’in tamir ve tadile edeceğini bekledik.

Tam bizimkiler de varlık gösterecekler derken olmadı, olamadı.

Bu gün de bu ümit içindeyiz.

Ne ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı bir türlü memlekete faydalı hale getirilemiyor.

AK Parti 2003 yılından bugüne altı kültür bakanı, beş de milli eğitim bakanı değiştirmiş. Bir hükümet süresine ortalama iki bakan.

Bu da demek oluyor ki, maarif davamız rayına oturamıyor.

Bana sorarsanız kültür bakanlığı ile eğitim bakanlığını birbirine bağlamak lazım.

Turizm bakanlığı illa olsun diyorsanız Avrupa Birliği veyahut Çevre, Şehircilik veyahut devlet bakanlarından birisini ‘ve’ ile bağlarsınız olur biter. Turizmde çok para var madem ayrı bakanlık açarsınız.

Nabi Hoca hem kültürün hem de eğitimin hakkından layıkıyla gelir.

Geçmişin tahribatını ve yanlış kararlarını da teker teker hal ve çözüm yoluna koyarak.

Kültür ve Eğitim Bakanlıkları, yayınevlerini yeniden faaliyete geçirerek taşradaki değerlere gözünü dikmeli ve mesela Öğretmen yazarlar serisine yeniden ağırlık vermelidir.

Lütfen özellikle ve öncelikle ders kitaplarının müfredatına, muhteviyatına ve dil meselesine artık bir el atılmalıdır.

13 yıl oldu, bedava dağıtılan kitapları satın alacak komisyon ucuz kitap kaygısından başka bir ehemmiyete haiz değil.

Bir nesil yetiştirme iddiasındayız, dil bozuk, muhteva sakat, bilgiler yanlış ve eksik.

Şu emekli öğretmenlerimizden ders kitaplarını ıslah mevzuunda faydalanamaz mıyız?

Öğretmenevlerinde okey oynanan bir milletin hayat damarlarından birisi kopmuş demektir.