FETÖ ile mücadeleyi şahıslarla mücadelenin yanında meseleyi bir zihniyet ile mücadele sathına yayamadığımız müddetçe başarılı olabilmek mümkün değildir.

FETÖ zihniyet; gündelik hayatta sık sık karşılaştığımız en büyük vatansever, en insani, en çalışkan ve en dürüst paravanı arkasında sessiz sedasız gemisini yürütmenin adıdır.

Şeytanın ne kadar planı, kumpası, alavere ve dalaveresi varsa hepsi bunlar tarafından hayata geçirilmiştir.

Adeta ‘Tanrıyı kıyamete zorlamak’ gibi, dünyayı insanlıktan çıkarmak gibi, gizli hedefler vardır.

Vatan hainidirler ama kendilerini en vatansever göstermede mahirdirler.

Bu gün bile böyle…

Kendilerinden başka hiçbir insana sevgi beslemezler, kendi dava arkadaşları da dahil yolda rastladıkları aç susuz bir insanın bırakın ihtiyacını gidermeyi, bir tekme de onlar vururlar…

Paranın nereden geleceğini pekiyi bildikleri için, yorulmadan, çalışmadan çabalamadan istediklerini elde ederler…

Bu gün bile böyle…

Asla dürüstlükle işleri olmaz ama kendilerini öyle bir anlatırlar ki, zannedersiniz yunmuş yıkanmışlar…

Kırılmazlar;

Kemiksiz, omurgasız, duruşsuz yaşamaya öyle alışmışlardır ki, her delikten, geçerler.

Eğilip bükülürler, salya sümük yalvarırlar ama ne yapıp edip istediklerini elde ederler.

Asla kırılmazlar; her zaman ayağa kalkmasını bilir, becerirler…

Takiyecidirler;

Mücadelelerinin veyahut davalarının selameti için ilke, kural, kaide, dini hüküm veya fetva tanımazlar. Her zaman ve zemine uygun hareket metotları geliştirirler. Dava dediklerini de gördük, içi boş, kof, yalanla dolanla uhrevi hale getirilmiş dünyevi makam, mevki elde etme çabasıdır davaları…

Her devrin adamıdırlar;

Bakmayın ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ sloganını darbe gecesi kullandıklarına. Mustafa Kemal de onlar için bir paravandır. Hiçbir zaman Atatürkçü veyahut Kemalist olmamışlardır.

10 Kasım’daki ‘Rahmetle anıyoruz’ ilanlarına bir bakın yüzde 65’i FETÖ’cü kişi ve kurumlar tarafından yayınlanmıştır.

Bir ara Demirelciydiler, sonra Ecevitçi, sonra Türkeşçi, sonra Tansucu şimdi ise en azad kabul etmez Erdoğancı’dırlar.

Sosyal medyalarına bakın, ne kadar kripto varsa hepsinin en çok beğendiği veyahut paylaştıkları resim, isim ve kişi Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Onlar için bu isimler ‘kullan kullan at’ anlayışından öte anlam ifade etmezler.

Çünkü onlar kendilerinden gayri muteber herhangi bir şeyi asla kabul etmezler…

Herkesi ve her şeyi kullanırlar. Bu onlar için davaya hizmet için meşru bir yoldur.

Kanun tanımazlar

Yıllar yılı, adaleti, emniyeti maliyeyi, ÖSYM’yi, YÖK’ü Yargıtay’ı, Danıştay’ı ve daha ne kadar kurum varsa hepsini ele geçirmiş olmanın rahatlığıyla hiçbir kanunu, kuralı, kaideyi tanımadılar. Yapıp ettiklerinden ötürü hiçbir cezai işleme tabi olmadılar. Adeta kanunlar üstü yaşadılar.

Her daim kanunların, yönetmeliklerin, mevzuatların arkasından dolandılar. Yaptıkları yanlarına kar kaldı.

Memleketin geçmiş davaları, sınavları, uygulamaları yeniden gözden geçirilebilse, böyle bir imkân olsa, bunların hem bu dünyada hem de ahirette yatacak yerleri kalmayacak.

Bu gün bile böyle…