Namı diğer Yalancı ve Taçsız Kraliçe, kızına peçelileri göstererek ‘öcü bunlar’ diyormuş.

1983 yılından bu güne o öcülerin çocuklarının sırtından hak etmediği bir servet kazandı.

Piyasaya sürdüğü pespaye müzik ve seviyesiz filmlerine o öcüler ve onların çocuklarının da dahil olduğu bu toplum talep oluşturmasaydı, nasıl bu kadar zengin olacak, ‘Avrupai yaşam biçimine’, nasıl sahip olacaktı.

Tenis kortlarında nasıl arzı endam edecekti.

İnsanın biraz edebi, biraz yemek yediği kaba hürmeti, biraz saygısı olmalı değil mi?

Olamıyormuş, zorlamaya gelmez…

‘Balık baştan kokar’ diye biz söz var…

Ününü, unvanını, şöhretini yalan üzerine bina eden birinden bahsediyoruz.

Nereden bilecek bu dönme ve yalancı kadın, farkında olsak da olamasak da İslâm’ın her kural, kaide, teklif, tavsiye, emir ve yasağında çağlar üstü birer hayat iksirinin bulunduğunu…

Bakın şöyle diyor;

“Ben şimdi anlıyorum neden peçe takıyorlarmış. Çok uyanıklarmış. Bunlar başımıza geleceğini biliyorlarmış. O kadar kıyamet kopardık, ben yazılar yazdım. Zehra görmüştü bir tanesini “öcü” demiştim. Korkmuştu. Bazen böyle tamamen kapanıyorlar ya. Kusura bakmasınlar. Sonunda gördünüz mü? Biz de taktık peçeyi…”

Yalancı ve Dönme dedim…

Neden dedim;

Yalçın Küçük’ün bu Yalancı ve Taçsız Kraliçe hakkında öyle acayip iddiaları var ki, eğer yüzde onu doğruysa, örtüyü, tesettürü, peçeyi öven sözlerinin olmadığına şükretmemiz gerekiyor.

“Av baba demektir,

Avşar babamın türküsü demektir…

Hangi dilde bu?

İbrani…

Annesi Emral, Kardeşinin Adı Helin…

Kızının adı Zehra, ona Zohar da deriz…

Zohar, Yahudi mistisizmi Kabbala’nın en önemli eserlerindendir.

Yörükan taifesindedir…

Hem Hülya olacaksınız ve hem Avşar olacaksınız, hem de ben Kürdüm diyeceksiniz…

Bu mümkün müdür?

Hülya hanım İbrani asıllıdır…

Küçük’ün iddiaları bunlarla bitmiyor.

Fakat ben iddiaların bundan sonrakilerini yazmaya ve sizlere sunmaya utanıyorum.

Velev ki yazdım, o zaman da bu yazı gazetemiz editörlerinden geçemez.

O derece yani…

Belki şunu yazmalıyım;

“Hülya Avşar Sabetay Sevi’nin propagandistidir” diyen Yalçın Küçük’ün iddiaları “Sabetayizm ve Grup …” isimli kitabı hakkında verdiği mülakatında yer alıyor.

Youtube’daki sohbetini “Ben bu yalancının hangi sözüne inanayım” diyerek bitiriyor.

Yalancı diyerek atıf yaptığı olayı hatırlayacaksınız;

1982’de pespaye bir gazetenin düzenlediği Güzellik Yarışmasında birinci olmuş, evlenmiş, boşanmış olduğu ortaya çıkınca tacı geri alınmıştı.

ÖSYM Başkanı İstifa

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün, Temel Yetenek Türkçe testindeki Mabel Matiz sorusu rezaletiyle alakalı bir açıklama yapacak mı merak ediyorum.

Açıklama yapacaksa, ÖSYM’nin, gençlerimize, çocuklarımıza rol model olacak müsbet müzisyenlerimiz dururken, neden LGBT eylemlerine açıktan destek veren bu ahlaksız ve sözde şarkıcıyı gündem yaptıklarını merak ediyorum.

Açıklama yapmayacaksa istifa edip etmeyeceğini merak ediyorum.