Ayasofya bir şuurdur;

Cihad şuuru, Fetih şuuru, şehitlik ve şahitlik şuuru…

Ayasofya bir gururdur;

İslâm olma, Müslüman olma ve Türk olma gururu…

Ayasofya bir hasret, yakıcı ve kavurucu, olma ve oldurma hasretidir…

Ayasofya Anadolu büyüklüğünde bir davanın remzi, tutsaklıktan ve esaretlerden kurtuluşun sembolüdür.

Ayasofya, bir nispetin, bir intisabın ve mensubiyetin bedaheten hissedilişidir.

Zorlama kabul etmez, kendiliğinden…

Bugün, ‘Ne lüzum vardı, zamanı mıydı şimdi, bak Batıyı kendimize düşman edeceğiz, müze olarak kalsaydı, bütün insanlığın ortak mirası…’ diyenlere bakın,

Dün, ‘Ne işimiz vardı Suriye’de, İdlib’de, Irak’ta, Libya’da…’ diyenler ile bir ağız birliğinin, bir ruhsuzluk ve bir şuursuzluk ve hedef birliğinin kolaylıkla farkına varacaksınız.

Ayasofya, fethi Allah’ın Resulü tarafından müjdelenmiş İstanbul’a vurulmuş bir mühür, hatemdir.

Müslüman Ayasofya’ya İslâmlaştığı günden beridir kin ve nefretlerini her fırsatta ortalığa saçanlar, onun yeniden cami olarak açılmasını elbet hazmedemezler.

Bu sebeplerledir ki Ayasofya’nın cami olarak yeniden açılmasına sevinmeyenlerde genetik bir sıkıntı vardır.

Onlar ki İslâm’dan uzak duranlar,

Onlar ki İslâmi olan hiçbir şeyi sevememe hastalığına dûçar olmuş zavallılardır.

Ayasofya bir ölçüdür, bir mikyastır.

Kâfirden, Müslümanlar namı hesabına iyi ve güzel olan hiçbir şeyi beklememenin ve dahi istememenin, cümle güzelliklerin yalnız ve ancak İslâm’da olduğunu bilmenin ve buna inanmanın ölçüsüdür.

Kâfirin yani gâvurun İslam’a ve Müslümanlara hayırlı bir şey teklif etmeyeceğini idrak ölçüsü…

İçimizdeki hainleri, gafilleri ve de kriptoları ortaya çıkartan bir turnusoldur.

Ayasofya’nın yeniden cami olmasına sevinmeyenlerin, belki de sevinemeyenlerin hem İslâm ve hem de Türklük şuurunda bir sıkıntı var demektir.

İsmet Özel’in bir canlı yayında program yapımcısına dediği gibi;

“Türk olmak size ağır mı geliyor, siz Türk olmayı düşük bir şey olarak mı görüyorsunuz? Siz her an bu topraklara ihanet edebilirsiniz. Sizin için Türk olmak ile İngiliz olmak arasında bir fark yoksa siz bu ülkenin tehlikeli insanlarından birisiniz. Gözlem altında tutulmalısınız ve her an hareketleriniz not edilmelidir.

‘Zulüm1453’te başladı’ diyenler, bu millet ile din dil, ırk ve mefkûre bağını, bile isteye kopardıklarına göre,

Ve bizi hiç ama hiç sevmediklerine göre,

Ve İslâm dininden oldum olasıya nefret ettiklerine göre,

Kendilerine bir yurt, bir ülke bulamadılar mı hâlâ?

Çekip gitseler de kurtulsak…

Bunlara bir ev ödevi;

Akif,

“İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz?

Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işte gerek.

Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme;

Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek.”

Derken hangi ırktan bahsediyor olabilir?