86 yıl sonra Ayasofya Camii Kebir’de ilk namazı heyecanı hepimizi sardı.Hummalı ve hızlı bir çalışma el birliği ile devam ediyor. Millet olarak büyük bir manevi coşkuyla Ayasofya’da cuma namazı kılacağız inşallah.

Bu muhteşem eser devletlerarası mesele haline getirildi. Üstüne vazife olmayan herkes konuştu. Asıl konuşmayı yarın milletimiz yapacak. Devlet ve millet olarak dünya karşısında bir kez daha kendimizi test etme imkânı bulacağız. Allah’a şükür içsiyasette çok büyük tartışmalar yaşamadık. Milletimiz özlemini çektiği bu tarihi kararı büyük bir olgunlukla ve gururla karşıladı.

Fethin sembolü olan Ayasofya için birkaç nesil büyük mücadele verdiler. Yarın yaşanacak muhteşem tabloyu göremeden bu dünyadan göç ettiler. Bu manevi ziyafeti yaşamadan bu yalan dünyadan ayrılanlara da dua etmeyi unutmamamız gerekir.

Bu görkemli yeni başlangıcı küçük magazin haberlerine de kurban etmeyelim. Zamanında yola çıkararak seccadelerimizi yanımıza alıp büyük bir sükûnetle dualar ederek meydana varalım. İlk cuma namazında büyük çoğunluğumuz dışarıda kalacak açılış nedeniyle içeride ilk namazı kılanlara gıpta edeceğiz; olsun. Canları sağ olsun. Böyle bir kararı almış başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bütün devlet yetkililerini hürmetle, muhabbetle, saygıyla selamlıyoruz. Tarihe altın harflerle yazıldılar. Millet olarak teşekkür ediyoruz. Dua ediyoruz.

Meydanda namaz kılanlar mümin feraseti ve mütevaziliğiyle hareket edeceklerdir. Allah rızası için çevrenin temizliğine dikkat edelim. Namaz kılacağız diye ağaçlara, çiçeklere zarar vermeyelim. Bırakalım onlarda lisanı hal ile bu duaya âmin desinler. İnsanlık olarak sıkıntılı günlerden geçtiğimizi unutmayalım; maskemizi takalım ve fiziki mesafemizi koruyalım. Unutmayalım, Müslüman için yeryüzü mescittir. Allah’ın arzı geniştir. Camiden 2 ya da 3 kilometre uzakta namaz kılmak sevabımızı azaltmaz. Allah rızası için trafiği aksatacak ve insanları incitecek bir sıkıntıya sebebiyet vermeyelim. Namaz kılıp sevap hanemizi zenginleştirirken canları üzüp günaha sebebiyet vermeyelim.

Yarın Cuma namazında sadece Türkiye’nin değil dünyanın gözü Ayasofya’da olacak. İnsanlığa örnek bir mümin tablosu sergileyelim. Unutmayalım, İstanbul 1453 yılından bu yana bu millete emanettir ve de bizimdir. Kendi vatanımızda lüzumsuz tartışmalara izin vermeyelim. Kavgacı, sert yaklaşımlar sergilemeyelim. Zaten Ayasofya’yı ibadete açmakla en güzel hareketi yapmışız. Onu gölgeleyecek fitneye sebep olmayalım.

“Aşırı tedbirli davranıp sevincimizi kursağımıza koyma” dediğinizi işitir gibiyim. Tabi ki seviniyoruz; hamd ederek, şükür ederek… Ama unutmayalım kötülerde uyumuyor. Yarın biz ibadetimizi yaparken dünyanın “kameraları” bizi gözetleyecek. Gelin, yarın bu muhteşem mabetten dünyaya İslam-i izzetin muhteşem bir tablosunu hediye edelim. Bu tablomuzda yüzyıllarca Ayasofya gibi yaşasın, dilden dile dolaşsın. Tarihin altın sayfalarında yerini alsın.

Ben yarın 24 Temmuz 2020 Cuma (3 Zilhicce 1441) günü saat 13:16 da cuma namazı için seccadem ve maskemle beraber Ayasofya Meydanı’nda olacağım inşallah. “Ya Allah Bismillah.”