Koronavirüsün en çok etkilediği alanlardan biri ekonomi oldu. Üretim çarklarının durmaması, piyasaların soğukkanlılığını muhafaza etmesi son derece önemliydi. İstanbul Ticaret Odası da dünyanın en büyük örgütlerinden birisi olarak pandemi döneminde de hız kesmeden faaliyetlerine devam etti. Oda Başkanı Şekib Avdagiç, hayatın durma noktasına geldiği günlerde iş dünyası için hem “hayatta kal” hem de“ayakta kal” mottosuyla her şeye rağmen üretimin devam etmesine vurgu yaptı. Ticaret odasının meclis ve komite üyeleri de sürekli sektörlerini bilgilendirdiler. Gelen öneri ve eleştirileri hem oda yönetimine hem de Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ilettiler. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve diğer kuruluşlar nezdinde nasıl sessiz ve yoğun bir mücadele verdiğini gördük.  Başkanların kırmadan, dökmeden güzel bir üslupla meselelerin çözümü için gayret ettiklerine basın aracılığıyla hep birlikte şahit olduk.

Türkiye yeni normale alışırken İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyeleri de Cemile Sultan Korusu’nda toplanarak ekonomi gündemini değerlendirdiler. Yaz akşamında, açık havada, korunun Kır Tepe Tesisleri’nde İstanbul boğazına nazır bu güzel mekânda Avrupa yakasından batan güneşi Asya’dan seyretmek bir başka güzel ve anlamlı. Güneşin kızıla bürünerek batışında Ahmet Haşim’in şiirini hatırlamamak elde değil. Haşim’in yazdığı “Merdiven” şiirinde hüzün ile ümidi aynı anda yaşamak mümkün;

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,

Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,

Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak…

Sular sarardı… Yüzün perde perde solmakta,

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;

Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,

Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta,

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…

Boğaz’a nazır, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne ve Rumeli Hisarı’na Asya’dan komşu Cemile Sultan Korusu, adını Sultan Abdülmecid’in kızı Cemile Sultan’dan alıyor. II. Abdülhamit hükümdar olunca Kandilli’deki sarayı kardeşi Cemile Sultan adına 25 bin altın ödeyerek satın alıyor. Bugün bu koru,  İstanbul Ticaret Odası Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı tarafından İstanbulluların istifade ettiği bir sosyal tesis olarak değerlendiriliyor. Vakfın Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu ve yönetim kurulu üyeleri, tertemiz ve pırıl pırıl hizmet vermesi için sosyal tesisi, yeni normale hazırlık sürecinde hazır hale getirdiler. Pandemi tedbirlerinin devam ettiği günümüzde kapalı mekânlard aorganizasyon yapmak zor. Cemile Sultan Korusu’nun Boğaz manzaralı açık alanları nişanlar, düğünler ve toplantılar için ideal bir özelliğe sahip.

Memleket sevdalısı iş adamları ekonomiye dair sıkıntıları, sabırlı metanetli ve vakur bir şekilde dile getiriyorlar. İyi yapılan şeylerin altını çiziyor, sebep olanlara teşekkür ediyorlar. Tabiri caizse işadamları, meselelere “reel politik” bakıyorlar. Ekmek teknesinin başında olanlar, istihdam oluşturarak bu vatanın evlatlarına hizmet etmeyi şiar edinenler, meselelerin menşeine ve geleceğine daha vâkıfoluyorlar.