Ekrem İmamoğlu’nun diploma meselesinin bu kadar çok konuşulmasını gerçekten gereksiz buluyorum. Ülkemizin daha ciddi sorunları varken bu konunun ön planda olması düşündürücü. Konu tartışılmaya başlandığında, olayı üç farklı boyutuyla değerlendirdim. Birincisi, diplomanın idari olarak iptalinin mümkün olup olmadığı; ikincisi, eğer diploma iptal edilirse bunun hukuki sonuçlarının neler olacağı; üçüncüsü ise diploma iptal edilse bile Ekrem İmamoğlu’nun bu diplomayı gerçekten hak edip etmediğidir.

Bu son noktayı özellikle vurgulamak istiyorum. Ne ilginçtir ki Ekrem İmamoğlu ile ben ve ablam aynı dönemde, 1990’da İstanbul Üniversitesi'ne girmişiz. Ablam ile yaş farkımız bir yıl olsa da ilkokul, ortaokul ve liseyi birlikte aynı sınıflarda okuduk. Ben İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne o yıl 3 milyona yakın öğrenci arasında ilk 1000’de yer alarak girdim. Ablam da benzer bir başarı gösterdi; 496 puanla ben, 468 puanla da ablam İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine yerleşti. Ablam her zaman ekonomi okumak istemiştir ve hayali, en iyi işletme ve iktisat fakültesinde okumaktı. Ancak, İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Fakültesi'ni maalesef çok az puanla kaçırdı ve diğer tercihi olan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni kazandı.

Sayın İmamoğlu’nun durumu bizden çok farklı olmuş. Kendisi 396 puan almış, o dönemde Türkiye’deki nitelikli fakültelerden herhangi birine girmesi mümkün olmamış. O yıllarda tüm fakültelerin sınırlı kontenjanları vardı ve örneğin, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi sadece 50 öğrenci alıyordu. Eğer kontenjan 55 olsaydı, kesinlikle ablam gibi az puan farkla elenenler bu fakülteye girebilecekti.

Burada akla gelen sorular şunlar: Sayın İmamoğlu, 396 puanla nasıl olup da ablamın aldığı 468 puanın önüne geçebilmiştir? Girne Amerikan Üniversitesi’ne hangi niteliklerle kabul edilmiştir? İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi, ablam gibilerini elerken neden bu kontenjan açığıyla ilgili duyuru yapmaya ihtiyaç duymamıştır? Tüm bu sorular, Sayın İmamoğlu’nun diplomasının idari veya hukuki olarak iptal edilip edilmeyeceğinden bağımsız olarak; eğitim hayatının başındaki adımlarında başka insanların hakkını gasbedip kendine avantaj sağlamış birinin, ülkenin cumhurbaşkanı olduğunda herkese eşit mesafede duracağına dair güveni zedelemektedir.

Sayın İmamoğlu, bu konularda kamuoyunu bilgilendirerek, bu sorulara cevap vererek, aynı zamanda ablamın hakkına girip girmediği konusunda duygu ve düşüncelerini paylaşarak ilerlerse kendisi için daha iyi bir yol izlemiş olur.