Türkiye’nin her yerinden FETÖ şikâyetleri ve mağduriyet mesajları gelmeye devam ediyor.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde 4 kişinin öldürüldüğü saldırının çok çabuk unutulduğu söyleniyor.

Mevcut durumun iyileştirilmemesi halinde bu tür vakaların tekrarlanma ihtimalinin her zaman olabileceğine vurgu yapılıyor.

Mesele enikonu incelenmemiş, önleyici tedbirler alınmamış…

Üniversitelerde FETÖ temizliği tam ve gerçek manasıyla yapılamamış.

Zaten YÖK’ün ve Üniversitelerin bu halleriyle mümkün değil yapılamaz.

Neden yapılamaz?

Bugün Profesörlük yapanların tamamı FETÖ zamanında bu unvana sahip olmuşlar.

Bu profesörlerin çoğunda, hatta rektörlerde illiyet, irtibat ve iltisak tespiti kayıtlara girmiş.

Nasıl Profesör olmuşlar; evrakta sahtecilikle başka bir anabilim dalında doktora yaptıkları halde başka bir anabilim dalından doçentlik başvurusu yapmalarına nasıl göz yumulmuş.

Dün evrakta sahteciliğin kralını yapanlar bilgiç bilgiç ortalıkta nasıl dolaşıyorlar?

Bir kısmı profesör, bir kısmı rektör olmuş.

Haklarında açılan davalardan hangi ilişkilerle ‘zaman aşımı’na sokularak kıl payı nasıl kurtarıldıkları, o günlerin karanlık, sisli ortamında mümkün olamamışsa da bugün birer birer ortaya çıkacaktır.

“Sahtekârlıkta zaman aşımı olmaz” itirazına mahkemenin, ‘Üniversitelerarası Kurulun kararı üzerinde karar olmaz’ kararının yeniden gözden geçirilmeye ihtiyacı yok mudur?

Aklama temizleme görevini üstlenen Üniversitelerarası Kurul suçu sabit görmüş olmasına rağmen, üzerinden zaman geçtiği gerekçesiyle unvanın geri alınmasının mümkün olmayacağı kararını nasıl verdi?

Bütün bunları yeniden sormak, sorgulamak gerekmez mi?

Görev yaptığı üniversitede, doktora dersi veremeyen, profesör atama yeterliliği olmayan, yüksek lisans tezlerine danışmanlık yapamayan, Akademik teşvik puanının sıfır olan, başka bir üniversiteye profesör olarak atanması mümkün olmayan akademisyenlerimiz, profesörlerimiz, rektörlerimiz varken nasıl bir FETÖ temizliğinden bahsedeceğiz?

Esastan değil, usulen aklanan ‘aziz profesörlerimizin’ cirit attığı üniversitelerde ne FETÖ ne başka hiçbir temizlik yapılamaz.

Geçmişte göbekten FETÖ bağı olan ve her şeyini; makam ve mevkiini FETÖ’ye borçlu olan rektörler ve profesörler nasıl FETÖ ile mücadele edebilsin?

Üniversitelerde, FETÖ ile illiyeti, iltisakı ve irtibatı kesin olanların, iki üç sefer gittiği Pensilvanya gezilerini “O sıralarda Cumhurbaşkanı da Pensilvanya’ya selam gönderiyordu” diye pişkin pişkin savunanların hâkim olduğu bir yapıdan beklenilen ve istenilen sonuç nasıl çıksın?

Kayırmacılığın evveliyatı vardır ve zamanında FETÖ tarafından korunup kollananların bugün FETÖ’yü koruyup kollamalarına şaşırmamak lazımdır.

Ödemek zorun oldukları diyetleri ödemezlerse liyakatsiz bir şekilde aldıkları unvanların ve geldikleri makamların zarar görme, elden gitme tehlikesini göze alamazlar.

Üniversitelerdeki yolsuzluk, sahtekârlık ve FETÖ yuvalanmaları hakkında gelen şikâyetleri, bize gelen bilgileri, belgeleri, iddianameleri değerlendirmeye ve tereddütsüz yayınlamaya devam edeceğiz.

Bazı şeylerin vakti geldi ve geçiyor…