Deniz Feneri’ni bir yolsuzluk, hırsızlık furyasıyla yiyip bitirirlerken sadece seyrettik.

İmamın keçisi çalınınca ‘İmam keçi çaldı’ diye haber yapan bir medyamız vardı.

Bugün de var…

Mesele keçi değildi ama hep öyle yutturdular bize.

İmam hırsızlık yapamaz mı?

Veyahut köyün bakkalı, çobanı, öğretmeni keçi çalamaz mı?

Çalabilir…

Ama medyamız için imamın keçi çalmasının haber değeri diğerlerinden daha fazladır.

Hırsızlık vakasının faili imam olunca iş adli vaka olmaktan çıkıp değerlerimize saldırı haline geliveriyordu çünkü.

Getiriliyordu…

Bu ve benzeri haberlerde dindarların, topyekûn dinin ve üretilen değerlerin sosyal hayatın dışına atılması gibi hedef gözetilmekteydi.

Çarpıtmasalar imam mağdur haline gelecek ve ‘Yuh, imamın da keçisi çalınır mı ne günlere kaldık’ denileceği ve hedefe ulaşılamayacağı için imamın keçi çalıyor olması daha makbuldür.

İmamın bir yanlışından, ahlaka mugayir hareketinden bütün imamlara ve imamların temsil ettiği değerlere karşı başlatılacak karalama kampanyasının kurşuni haberleri sürülecektir manşetlere…

İşleri güçleri değerlerimize saldırmak ve bizi değersizleştirmek için malzeme aramak.

Bulamazlarsa açıktan yalan söylemek, imamın çalınan keçisini imam çalmış gibi göstermek.

Kurumlarımız, kavramlarımız, maddi ve manevi, kültürel ve siyasi değerlerimiz, Hizmet ve kanaat önderlerimiz, Yardım ve eğitim müesseslerimiz hedef halinde…

Bakın 28 Şubat ve öncesinin hedefi haline gelmiş, getirilmiş şeriat kavramını bugün hiç kullanamıyoruz.

Bir hukuk sisteminin üzerinden buldozerlerle, tanklarla geçtiler.

15 Temmuz’dan sonra da cemaat, tarikat, hizmet, himmet, infak gibi kavramlarımızı sosyal hayatımızdan çıkartabilmek için uğraşıyorlar.

Bunlar kavramdan önce birer müesseselerimizdi bizim.

Şimdi isimlerine dahi tahammül edemez hale ge(tiri)liyoruz.

Hatırlayın,

Menderes’e diktatör ve hırsız demişlerdi.

Özal’ı da aynı şekilde yıpratmışlardı.

Merhum Erbakan Hoca’ya hırsız diyen bunlar değil miydi; ‘Kayıp Trilyon Davası’…

Şimdi ise Erdoğan diktatör, çevresinde kim varsa hırsız…

Deniz Feneri’ni bir yolsuzluk, hırsızlık furyasıyla yiyip bitirirlerken sadece seyrettik.

Sarı öküzü böylece vermiş olduk…

Sıradaki hedefleri; Ensar Vakfı, Türk Kızılayı, İHH, Menzil, İsmail Ağa…

Saldıracaklar, bir tane sağlam kurum ve kavramımız kalmayana kadar saldıracaklar.

Maddi ve manevi ne kadar değerimiz varsa elimizden almak için saldıracaklar.

Asıl hedefleri iktidarın altını oymak, içini boşaltmak ve yönetemez hale getirmektir…

Her fırsatta olduğu gibi tam da deprem sırasında devlet kurumlarına ve STK’lara çamur atmalarının asıl gayesi memleketi yönetilemez hale getirmek ve iktidarı 6.8 şiddetindeki depremin enkazına gömebilmekti.

Yine başaramadılar…

Biz dik durursak başaramazlar.

Bitirirken, imamın çalınan keçisini ‘imam keçi çaldı’ diye paylaşma heveslilerine sormam lazım benim:

Haberiniz var mı?

Samsun’da CHP’li Atakum Belediyesi, hayırseverlerin belediye aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için bağışladığı kıyafetleri aylık 200 bin TL karşılığında satıyor.

Peki, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun yeğeninin 4 kız çocuğuna tacizden 20 yıl ceza aldığından haberiniz var mıydı?