Akdeniz’de 12 yüce gönüllü kahraman, bir canavar tarafından abluka altına alınmış ölümle terbiye edilmeye çalışılan mazlumlara nefes olmaya çalışıyor. Küçük bir yelkenli ile İtalya’dan başlayan yolculuk, Filistin’in Gazze sahiline varamadan uluslararası sularda korsan siyonistlerin müdahalesi ile son buldu. Bu küçük gemi, İsrailli alçakları korkutacak ne taşıyordu acaba? Dünyanın 7 farklı ülkesinden 12 cesur yürek; mama, makarna, ilaç taşıyordu.
Peki kim bunlar? Kim olduklarımın ne önemi var. Vicdanı kurumuşların esir aldığı dünyanın namusunu kurtarıyorlar. En azından kendi adlarına insanlık görevini yerine getiriyorlar.
Akdeniz tarih boyunca acı tatlı binlerce olaya şahit oldu. Akdeniz’in dili olsa da yaşadıklarını anlatabilse… Akdeniz insanlık tarihinin hep merkezinde olmuştur.
Ne savaşlar ne katliamlar görmüştür… Filistinlilerin ataları olan ve aynı zamanda günümüzde kullanılan birçok çağdaş alfabeye şekil veren yazıyı geliştiren Fenikeliler; Kuzey Afrika’da Tunus merkezli Kartaca Devleti’ni kurmuşlar, Akdeniz’de Yunan ve Roma devletleriyle savaşmışlardır. Kartaca’nın ünlü komutanı Hannibal, İber Yarımadası’na geçerek Roma’yı kuşatmıştır. Bu sırada Romalılar ise Akdeniz’i geçerek Kartaca devletine son vermişlerdir. Bu geliş gidişler nice canlara mal olmuştur.
Suriye’den ve Filistin’den yola çıkan Emeviler, Akdeniz güneyinde Kuzey Afrika üzerinden Atlas Okyanusu’na ulaşmışlardır. 711 yılında ünlü komutan Tarık Bin Ziyad, Cebelitarık Boğazı’nı geçerek İber Yarımadası’nda 800 yıl hüküm sürecek Endülüs Devleti’nin temelini atmıştır. 1500’lü yıllarda Endülüs yıkılınca Osmanlı, binlerce Müslümanı Fas, Tunus ve Cezayir’e taşımıştır. Bu görevi üstlenen önemli komutanlardan birisi de Barbaros Hayrettin Paşa’dır. Sadece Müslümanları değil bugün Filistin’de soykırım yapan bir kısım siyonistlerin ataları Sefaret Yahudilerini de engizisyondan, soykırımdan kurtararak İstanbul’a getirmiştir.
1500 yıllarda Akdeniz, Osmanlı gölü haline gelmiştir. 1538 yılında Barbaros Hayrettin Paşa, Akdeniz’de Haçlı donanmasını yenerek bu durumu pekiştirmiştir. Talih her zaman yaver gitmez, hayatta kazanmak kadar kaybetmek de mukadderdir. Nitekim 1571’de Osmanlı donanması İnebahtı'da Haçlı donanmasına yenilir, büyük kayıplar verir. Akdeniz binlerce askerimize mezar olur.
Osmanlı sahneden çekilmeye başlayınca Akdeniz; İspanya, Fransa, İtalya, İngiltere’nin gölü haline gelir. Bu emperyalistler Akdeniz’in güneyindeki, kuzeyindeki ve doğusundaki Osmanlı topraklarını işgal ederler.
Osmanlı Devleti zayıflamaya başlayınca o güne kadar devletin sadık tebaları birer birer isyan ederler. Hani derler ya düşmeye gör… Yahudiler, Filistin’de; Hıristiyan mezhepler ise Orta Doğu dediğimiz bölgenin tamamında yoğun misyonerlik faaliyetlerine girişirler. Bölgede yüzlerce misyonerlik okulu açılır. Bu okulların merkezinde Lübnan vardır.
1860’tan sonra Akdeniz; Ürdün, Filistin, Suriye, Lübnan, Mısır ve Anadolu’dan yola çıkan binlerce göçmenin Amerika yolculuğuna aracılık eder. Latin Amerika’da “Los Turkos” diye bilinen yüzbinlerce insan bin bir çile ile kıtaya ulaşır.
Akdeniz, 2010’lı yıllarda zalim Esed yönetiminden kaçan binlerce insana mezar oldu.
İnşallah Madleen yelkenlisi, Doğu Akdeniz’de bağımsız Filistin Devleti’nin yolunu açan hayırlı teşebbüslerden birisi olur. Devletler bir şey yapamıyor, biz insanlık olarak küresel intifadayı başlatalım. Gazze kıyılarında Madleenlerin özgürce seyahat ettiği dönemi birlikte inşa edelim.