PKK kaybetti.

Şehirlerde,

hendekler ve barikatların arkasında,

dağda ovada,

kısaca her yerde kaybetti.

Yenildi.

Ağır darbeler aldı.

PKK sadece çatışmalarda değil,

yıllarca beslendiği,

destek aldığı,

siyasi nüfuz oluşturduğu

toplumsal zeminde de kaybetti.

Barikat terörü ile

halkı sokaklara dökerek

planladığı iç savaş tezgahı

bir bir elinde,

suratında patladı.

Siyasi uzantısı HDP kan kaybediyor.

Vekilleri Diyarbakır sokaklarında

öfke dolu,

nefret ve isyan dolu

tepkilere maruz kalıyor.

Sayısız çağrılarına rağmen

halk sırtını döndü.

Kulak asmadı,

görmezden geldi.

Kürt haklı

yaşananların gerçek nedenlerini anladı.

Tüm kışkırtma,

tüm provokasyonlara rağmen

bu tuzağa düşmedi.

Bu potaya girmedi.

terörle mücadele de

başarılır sonuçlar alınmış,

önemli yollar kat edilmiş

ve bu nokta da Kürt halkının

desteğini almışken

acil bir eylem planı

hayata geçirilmeli.

Kobane travması yaşanmışken,

dışarıdan ve içerden gelen

algı operasyonlarıyla

şehir terörü  uygulanırken,

sayısız kışkırtıcı politikalar

hayata geçirilirken,

şayet bu ülke de bir iç savaş

bir kaos meydana gelmediyse,

bu iktidarın 2007 den beri aralıksız sürdürdüğü

Reformist siyaset anlayışının sonucudur.

Atılmış demokratik adımlar

Ve düzenlemelerdir.

İyisi _kötüsü,

Doğrusu_yanlışı ile

çözüm süreci olmasaydı,

bu ülkede bir iç savaş çıkması

içten bile değildi.

İktidarın Kürt soruna karşı

Rasyonel ve çözümcü politikalar uyguladı.

İşte PKK ve HDP nin

son yaşanan süreçte,

sosyolojik zeminde

kan kaybetmesi,

yenilmesinin

nedenlerinden

biride,

hatta en önemlisi de

bu pozitif politikalar.

İşte bu siyasi tecrübelerden yola çıkarak,

yeni bir yol haritası belirlemenin tam zamanı.

Hükümet

terörle mücadele

ve güvenlik politikalarının yanında

sosyal adımları da aynı yoğunlukla

aynı paralel de hayata geçirmeli.

Bölge de sosyal hakların iyileşmesi,

mağduriyetlerin

giderilmesi için

tedbirler hızlanmalı.

Kürt sorununa yönelik

var olan demokratik

kazanımlar kaybedilmeden

üstüne daha fazla eklenmeli.

Talepler mecliste tartışılıp

yasal düzenleme ile

güvence altına alınmalı.

Yeni anayasa bu bağlamda

çok hayati.

Ana dilde eğitim

ve benzeri istekler

parlamento da konuşulmalı.

istişare edilmeli.

Dokunulmazlıklar konusunda

hükümetin stratejisi son derece akılcı ve zekice.

Salt HDP lilere yönelik bir yaklaşım,

arayıp da bulamadıkları

ajitasyon politikaları için

malzemeyi

altın tepside sunmak olurdu.

Elbette dokunulmazlıkları kalkmalı

ve yargılanmalılar.

Ki  yargılanacaklarda.

Ama izlenecek strateji

daha akılcı ve soğukkanlı olmalı.

Özetle hükümet

hayati derece de önemli

adımları atmalı.

İçinde demokratik,

özgürlükçü,

bir sosyal  politikalar

paketi devreye girmeli.

Yani B planı hayata geçmeli.