Çocukluk ve gençlik yıllarımda farklı başlıklarda, farklı kitaplar okumayı severdim.  Her çiçekten bal alma, misali her yazardan bir veya birkaç eser okuyarak büyüdüm.  Şöyle geriye dönüp baktığımda üzerimde en çok tesiri olanlar; Necip Fazıl Kısakürek, Cemil Meriç, Rasim Özdenören ve İsmet Özel’dir.

Bu üstatların içinde çocukluk yıllarımda en çok yer tutan Necip Fazıl olmuştur. Bunda “Sakarya Türküsü” nün heyecanımıza yön vermesinin büyük etkisi vardır. Yanlış hatırlamıyorsam, hafızam beni yanıltmıyorsa üstadı 1975 yılında bir ortaokul öğrencisi olarak Erzurum Halk Eğitim Merkezi’nde kalabalık bir genç ve heyecanlı toplulukla dinledik. Üstadı ilk ve son görüşüm bu idi.

Üstadın hayatında doğduğu, yaşadığı ve öldüğü şehir İstanbul dışında Erzurum da önemli yer tutar. 25 Nisan 1921 yılında Erzurum Emniyet müdürü olan dayısının yanında 1 yıl kalır. 1943 yılında askerlik için tekrar Erzurum’a gelir. “Palandöken Dağları” isimli bir de şiir yazar:

Bir gün Palandöken Dağı’ndan geçtim.

Artık son ışıklar sönüp çakarken

Tâ uzakta eski bir hanı seçtim,

Yolcular önünde ateş yakarken.

Çile kitabından çok sayıda şiir ezberleyip kendime rehber edindim. Gençlik yıllarımda ideolojik tartışmalarda sıkıştığımda imdadımıza üstadın şiirleri yetişirdi. Okuduğumuz hikâyeler, tarih metinleri kişiliğimizin ve kimliğimizin inşasını sağladı. Bu metinleri şiir gibi ezberler, el âleme karşı kendimizi güvende hissederdik.

Necip Fazıl Kısakürek Vakfı (NFKVAK) 4 yıldır “Bir Şiir Bir Hayat” başlığında etkinlikler düzenleyerek üstadın eserlerinin arkasındaki dünyayı yeni nesillerle buluşturuyor. Bu yılki serginin başlığı olarak “Canım İstanbul” şiiri seçilmiş. Bu şiiri en güzel okuyanlardan biri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Üstat gibi İstanbul’la özdeşleşen bir kahraman da şüphesiz cumhurbaşkanımızdır. Bu programların hamisi olan cumhurbaşkanı bütün yoğunluğuna ve yorgunluğuna rağmen üstadın şiir ve fikirleriyle bezeli bir konuşma yaptı.

NFKVAK Mütevelli Başkanı Emrah Kısakürek’le İstanbul Ticaret Odası ve Basın Yayın Birliği’nde uzun yıllar beraber çalıştık. İki kurumdan dostlar da programa yoğun ilgi göstermişlerdi. Toplantıda NFKVAK Yönetim Kurulu Başkanı Şeyma Kısakürek Sönmezocak sergiden yola çıkarak üstat hakkında bilgiler verdi.

“Üstad’ın doğumu İstanbul, vefatı İstanbul. 'Tam 30 yıl, saatim işlemiş ben durmuşum, gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum' dediği yer Beyoğlu; Efendi Hazretleri ile tanışması, Babıali, Heybeliada var. Çengelköy'de doğuyor, evleniyor; Vaniköy'de oturuyor. Amcam (Mehmet Kısakürek) sohbetlerimizde anlatırdı; Moda’dan denize girmeye başlıyorlar. Çamlıca'da ata biniyorlar. Dolu dolu bir İstanbul var hayatlarında. Üstad’ın hayatını anlamaya çalışıyorsak İstanbul'a dokunmadan olmayacaktı."

Programda Mehmet Kısakürek’in üstadın İstanbul’a dair yazdığı yazıları toparladığı “İstanbul’a Hasret” kitabı ile “Canım İstanbul” adlı tiyatro eseri katılımcılara hediye edildi. Sözü Üstad’a bırakalım.

“Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...”