Miʿyârü’l-ʿilm ilmin ölçütü manasına gelir ki bu kavram aynı zamanda Hüccetü’l-İslâm İmam Gazzâli’nin Maḳāṣıdü’l-felâsife eserinin mantık ilmini anlattığı bölüm hariç tutulacak olunursa mantık ilmine dair kaleme aldığı ilk eseridir. Kelâm ilmi metodolojisi kapsamında değerlendirilebilecek olan mantık, ilmi (bilgiyi) tasavvur ve tasdik olmak üzere iki kategoride inceler. Tasavvur (kavram) herhangi bir şeyin zihinlerdeki karşılığını ifade eder. Tasdik (yargı) ise iki terimi birbirine yaklaştırarak veya uzaklaştırarak onaylamaktır. Haliyle her bir tasdik iki tasavvurun ardından meydana gelir.

Tasavvur ve tasdik bilgisinin her birisi zaruriyyât (zorunlu bilgi) ve nazariyyat (kazanılmış bilgi) bilgisi olarak ikiye ayrılır. Zaruriyyât bilgisi herhangi bir zihinsel çaba gerektirmeden eşyayı bilmek manasına gelirken buna karşılık nazariyyat bilgisi zihinsel bir çaba ortaya koyarak eşyayı idrak etmektir. Mantık ilminin genel çerçevesi tam olarak burada belilir. Nitekim tasavvur edilmesi belirli bir zihinsel gayret gerektiren eşyaları idrak etmek ancak tanım (hadd) ile mümkün olurken, tasdik edilmesi belirli bir zihinsel gayret gerektiren eşyaları idrak etmek ancak kanıt (hüccet) ile mümkündür. Başka bir deyişle nazariyyat bilgisine ulaşmanın yolu tanım (hadd) ve kanıt (hüccet) ile mümkün olmaktadır. Elbette ki her bir ilim kendisini önceleyen bir ilmin varlığı ile elde edilebilmektedir. Ancak bu zincir Hüccetü’l-İslâm’ın vurguladığı gibi sonsuza kadar devam etmez ki bunun bir ilimde son bulması gerekir. İşte bu ilim de yukarıda bahsettiğim, herhangi bir zihinsel çaba gerektirmeden eşyayı bilmek manasına gelen zaruriyyât bilgisidir.

Tasdik edilmesi belirli bir zihinsel gayret gerektiren eşyaları idrak etmenin yolu olan hüccet; kıyas (tümdengelim), tümevarım, analoji yaklaşımlarından bir tanesi olabilir ki burada en sıhhatli olan kıyastır. Zira tanım ve kıyasın da her birisi ikiye ayrılır. Buna göre tanım (hadd) ve kıyas, doğru olup kesin bir inancı yansıttığı gibi yanlış olup doğruya benzeyebilir. Böylece Hüccetü’l-İslâm İmam Gazzâli’nin miʿyârü’l-ʿilm eserinde vurguladığı gibi mantığın faydası akıl yürütme sonucu elde edilen nazariyyat bilgisini elde etmek isteyenin tasavvur ve tasdikte doğru hüküm vermesini sağlamak yani doğru tanım ve kıyası yanlışından ayırmaktır.

Bu iki arasında önemli olan kıyastır. Öncüllerine göre kıyas çeşitleri arasında kesin bir inancı yansıtan burhânî kıyastır. Başka bir deyişle ancak burhânî kıyas gerçeğin ortaya çıkmasına hasıldır. Burhânî kıyas kendi içerisinde neticenin var olmasının illetini yansıtan ve neticenin varlığını tasdik edebilmenin illetlerini ortaya çıkaran olarak ikiye ayrılır ki burada tasdikin nedeni ikinci yani burhân-ı limmîdir. Zira bu çeşit kıyas kelâm metodolojisinde istidlâl yöntemi olarak da kullanılır.

Şüphe yok ki siz ve Allah’tan başka taptığınız tanrılar cehennem yakıtısınız, hepiniz oraya gideceksiniz. Onlar tanrı olsalardı cehenneme gitmezlerdi. Oysa hepsi orada ebedî kalacaklardır. (Enbiyâ Suresi, 98. ve 99. Ayet)

Sonuç olarak en başta vurguladığım hususu tekrar vurgulamak gerekirse mantık, miʿyârü’l-ʿilm yani ilimlerin ölçüsüdür ve ilmi cahillikten ayırt eder. Haliyle kulların dünya ve âhiret mutluluğuna varabilmesine vesile olur.